SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Andre Gide -Andre Gide Kimdir - Andre Gide Biyografisi-Andre Gide Hakkında
1869'da Pariste doğdu Babası Protestan ve köylü kökenli, annesi Katolikti 8 yaşında Paris'te Alsace Okulu'na gönderildi Sık sık hastalandığı için öğrenimi kesintiye uğradı Babasını 1880'de kaybetti Annesinin katı otoritesi altında yetişti 1889'da okuldan mezun olduYaşamını yazarak geçirmeye karar verdi Yazı hayatına 1891de yayınladığı Andr
Walterin Defterleri ve Narsis Üstüne İnceleme ile başladı Ama ikisi de başarısız bulundu 1893'te Kuzey Afrika gezisine çıktı Arap dünyasının tümüyle farklı değerleriyle tanıştı Fransa'ya döndüğünde oradaki katı Victorya dönemi yaşantısının olumsuzluklarından rahatsız oldu 1894'te tekrar Kuzey Afrika'ya gitti Burada Oscar Wilde ve Lord Alfred Douglas'la tanıştı Onların yüreklendirmesiyle baskı altında tuttuğu eşcinselliğini kabul etti Annesi hastalanınca Fransa'ya döndü 1895'te kuzeniyle evlendi Genç Marc Allegret ile homoseksüel ilişkisi ailesinde huzursuzluk yarattı Eşi Gide'nin kendisine yazdığı mektupları yok etti 1'inci Dünya Savaşı yıllarında Kızılhaç ile gönüllü insani kuruluşlarda çalıştı 1923'te ilk feministlerden ünlü Elizabeth van Byyselberghe'den olan tek çocuğu kızı Catherine doğdu 1925'te Fransız Ekvator Afrikası'na gitti Burada gördüklerinden de etkilendi Dönüşünde sömürgeciliği eleştiren yazılar yazdı Komünizme ilgi duydu 1836'da büyük umutlarla gittiği Sovyetler Birliği'nden hayal kırıklığı ile döndü 1938'de eşini kaybetti 2'nci Dünya Savaşı'nın başlamasından sonra 1942'de tekrar Kuzey Afrika'ya gitti Savaşın sonuna kadar burada yaşadı 1947'de Oxford Üniversitesi'nden "Edebiyat Doktoru" unvanı aldı Aynı yıl Kasım ayında da Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi oldu 1951'de yaşamını yitirdi Yaşamı boyunca toplumsal ve bireysel ahlakın en önemli ölçütünün, bireyin içtenliği ve kendisini tanıması olduğunu savundu Edebi, siyasal ve toplumsal sorunlara karşı hoşgörülü bir tutum benimsedi Genel ahlak anlayışının karşısında bireysel özgürlüklerin savunucusu oldu Ama aynı zamanda 17'inci Yüzyıl Fransız edebiyatının en önemli hümanist ve ahlakçı yazarı olarak tanındı Düşüncelerindeki bütünlük ve soyluluk, üslubundaki arılık ve uyumla Fransız edebiyatının saygın isimleri arasında yer alır
1869'da Pariste doğdu Babası Protestan ve köylü kökenli, annesi Katolikti 8 yaşında Paris'te Alsace Okulu'na gönderildi Sık sık hastalandığı için öğrenimi kesintiye uğradı Babasını 1880'de kaybetti Annesinin katı otoritesi altında yetişti 1889'da okuldan mezun olduYaşamını yazarak geçirmeye karar verdi Yazı hayatına 1891de yayınladığı Andr
Walterin Defterleri ve Narsis Üstüne İnceleme ile başladı Ama ikisi de başarısız bulundu 1893'te Kuzey Afrika gezisine çıktı Arap dünyasının tümüyle farklı değerleriyle tanıştı Fransa'ya döndüğünde oradaki katı Victorya dönemi yaşantısının olumsuzluklarından rahatsız oldu 1894'te tekrar Kuzey Afrika'ya gitti Burada Oscar Wilde ve Lord Alfred Douglas'la tanıştı Onların yüreklendirmesiyle baskı altında tuttuğu eşcinselliğini kabul etti Annesi hastalanınca Fransa'ya döndü 1895'te kuzeniyle evlendi Genç Marc Allegret ile homoseksüel ilişkisi ailesinde huzursuzluk yarattı Eşi Gide'nin kendisine yazdığı mektupları yok etti 1'inci Dünya Savaşı yıllarında Kızılhaç ile gönüllü insani kuruluşlarda çalıştı 1923'te ilk feministlerden ünlü Elizabeth van Byyselberghe'den olan tek çocuğu kızı Catherine doğdu 1925'te Fransız Ekvator Afrikası'na gitti Burada gördüklerinden de etkilendi Dönüşünde sömürgeciliği eleştiren yazılar yazdı Komünizme ilgi duydu 1836'da büyük umutlarla gittiği Sovyetler Birliği'nden hayal kırıklığı ile döndü 1938'de eşini kaybetti 2'nci Dünya Savaşı'nın başlamasından sonra 1942'de tekrar Kuzey Afrika'ya gitti Savaşın sonuna kadar burada yaşadı 1947'de Oxford Üniversitesi'nden "Edebiyat Doktoru" unvanı aldı Aynı yıl Kasım ayında da Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi oldu 1951'de yaşamını yitirdi Yaşamı boyunca toplumsal ve bireysel ahlakın en önemli ölçütünün, bireyin içtenliği ve kendisini tanıması olduğunu savundu Edebi, siyasal ve toplumsal sorunlara karşı hoşgörülü bir tutum benimsedi Genel ahlak anlayışının karşısında bireysel özgürlüklerin savunucusu oldu Ama aynı zamanda 17'inci Yüzyıl Fransız edebiyatının en önemli hümanist ve ahlakçı yazarı olarak tanındı Düşüncelerindeki bütünlük ve soyluluk, üslubundaki arılık ve uyumla Fransız edebiyatının saygın isimleri arasında yer alır