AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Ali Şir Nevai

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Admin

Yönetici
Site Sorumlusu
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
265.352
Çözümler
5
Tepkime puanı
1
Puan
38
Ali Şir Nevai Biyografisi
Türk şairi, Bilgin ve devlet adamıdır. Ali Şir Nevai, Kaşgarlı Mahmut’dan sonra Türk diline hizmet eden en büyük Türk edebiyatçısıdır.
Ali Şir Nevai, 9 Şubat 1441 tarihinde Afganistan, Herat’da doğmuştur. Babası Timur’un meliklerinden Sultan Ebû Said’in veziri Kiçkine Bahşi idi. Ali Şîr Nevâî’nin ilk eğitimini babası verdi. Daha sonraki eğitimine Horasan ve Semerkant’ta devam etti.
Sultan Hüseyin Baykara ile mektepte ders arkadaşıydet idaresine geçerse, diğerini unutmamak üzere aralarında sözleşmişlerdi. Ali Şir, bir müddet Horasan’da, sonra da Semerkant’ta tahsil ile meşgul oldu. Bir hayli zaman sonra, Hüseyin Baykara Herat’ta tahta geçti. Verdiği sözü yerine getirmek için Ali Şir’i arattırdı. Semerkant’ta olduğunu öğrendi. Maveraünnehir meliki Ahmed Mirza’ya yazarak Ali Şir’in kendisine gönderilmesini istedi. Ali Şir, Sultan Ahmed’in yardımıyla Herat’a geldi. Hüseyin Baykara tarafından yakın ilgi ile karşılanarak önce mühürdarlığa, sonra da vezirliğe tayin edildi. Ali Şir, boş vakitlerini kitab okuma, inceleme ve araştırma yapmakla geçirdi. Bu sebepten çevresi alimler ve edipler cemiyeti haline gelmiş idi.
Nevai, Türkçeyi edebi dil olarak kullanmayan, Farsça yazan çağdaşlarına çatar. Çağdaşlarının Farsça’nın karşısında edebi dil olarak Türkçeyi yetersiz görmelerini eleştirir; eğer emek verilirse Türkçenin de Farsça kadar, hatta daha fazla anlatım inceliklerine sahip olduğunun görüleceğini belirtir. Bu görüşlerini Muhakemet’ül Lugateyn’de görürüz. Türk dili tarihinde Kaşgarlı Mahmud tarafından Bağdat’ta 1072 – 1074 yılları arasında yazılan Türkçe – Arapça bir sözlük olan Divân-ı Lügat-it Türk‘ten sonra ikinci önemli kitaptır.
Ali Şir Nevai, Hamse sahibi ilk Türk şairidir (hamse 5 mesneviden oluşur). Tezkire sahibidir(günümüz edebiyattaki biyografi): “Mecalüs’ün Nefais”. Şehrengiz:Doğup büyüdüğü “Herat” kentinin doğal güzelliklerini anlatır.
1488 yılında Esterabad valisiyken yazdığı “Târîh-i Mülûk-i ‘Acem” (İran Memleketleri Tarihi) kitabını yazdı. Bu eserinde “Arjasp Binni Efrasiyab kim, Türk Padişahi erdi. Şeklinde Alp Er Tunga’dan söz eder. 1490 yılında Esterabad valiliğinden istifa etti.
Nevai’nin doğuda Hindistan’ı ve batıda Osmanlı imparatorluğuna kadar olan alanda büyük bir etkisi olmuştur. Nevai bu vasıflarıyla sadece Türkistan ve Türk dilli devletlere değil bütün dünyaya, bütün insanlığa ibret olacak bir şahsiyettir.
Hayrat ve iyilikleri de çok olup, bir çok medreseler ve binalar yaptırmıştır. Büyük bir kütüphanesi olup, bu kütüphaneden pek çok kişi istifade etmiştir.
Ali Şir Nevai’nin dördü Türkçe, biri Farsça olmak üzere beş divanı vardır. Türkçe divanlarının genel adı Hazain-ül-Maani’dir. Türkçe divanlar, sırasıyla; 1) Garaib-üs-Sıgar: Çocukluğunda yazmış olduğu şiirlerden meydana gelmiştir. 2) Nevadir-üş-Şebab: Gençliğinde yazdığı şiirleri ihtiva etmektedir. 3) Bedayi-ül-Vasat: Olgunluk devresine ait şiirleri bu eserde toplamıştır. 4) Fevaid-ül-Kiber: Yaşlılığında söylemiş olduğu şiirlere ayrılmıştır.
Ali Şir Nevai’nin diğer eserleri şunlardır: 1) Hayret-ül-Ebrar: İslam ahlakı, tasavvuf, iman, adalet, doğruluk, ilim, cehalet, yiğitlik, edeb gibi konular üzerine yazılmış, manzum makale ve hikayelerden müteşekkil bir mesnevidir. 2) Ferhad ve Şirin. 3) Leyla ve Mecnun: Nevai’nin üçüncü mesnevisidir. Bu mesnevi, Nizami’nin ve Hüsrev-i Dehlevi’nin izinde yazılmış olmakla beraber, olayların psikolojisi, tasviri ve srijinal, milli ve mahalli bir eser görünüşündedir. Hikayede şahısların ve olayların tasviri, kelimelerle yapılan bir tablo halinde, adeta Orta Asya hayatını ortaya sermektedir. 4) Seb’a-i Seyyare: Bu mesnevi, meşhur Sasani Hükümdarı Behram-ı Gur’un hikayesidir. Daha çocukken babası tarafından Medain’den çıkarılan ve babasının ölümünden sonra çıkan taht kavgaları arasında, bir ordu ile Medain’e gelerek hükümdar olan Behram-ı Gur’un yaptığı savaşlar, av maceraları bu mesnevinin mevzuunu teşkil etmektedir. 5) Sedd-i İskenderi: Bu mesnevi, Zülkarneyn aleyhisselamın hayatını, fetihlerini, kahramanlıklarını ve adaletini anlatan bir İskendernamedir. Beş mesnevisinden meydana gelen Hamse’si ile Türk edebiyatında ilk hamse yazan da Ali Şir Nevai’dir. 6) Lisan-üt-Tayr: Büyük alim Feridüddin-i Attar’ın Mantık-ut-Tayr’ına nazire olarak yazılmış, 3500 beytten meydana gelen tasavvufi bir eserdir. 7) Muhakemet-ül-Lügateyn, 8) Mecalis-ün-Nefais: Bu eser, Türk edebiyatında ilk defa Ali Şir Nevai tarafından yazılan bir şairler tezkeresidir ve pek çok şair tarafından örnek alınmıştır. 9) Mizan-ül-Evzan: Türkçe olup, bu eserde, Orta Asya Türk nazım şekilleri hakkında bilgiler ve örnekler verilmektedir. 10) Nesaim-ül-Mehabbe: Orta Asya’da yaşayan velilerin hayat ve menkıbelerini anlatan bir Tezkiret-ül-Evliya’dır. Tasavvufun Türkler arasında nasıl karşılandığı, büyük velilerin Türklerden nasıl saygı ve sevgi gördüğü, Türk tasavvufu hakkında bilgiler veren bu eserde, özellikle halk psikolojisi bakımından önemli çizgiler vardır. 11) Nazm-ül-Cevahir (Türkçe), 12) Hamset-ül-Mütehayyirin, 13) Tuhfet-ül-Müluk (Farisi), 14) Münşeat (Türkçe), 15) Sirac-ül-Müslimin, 16) Tarih-ül-Enbiya (Türkçe), 17) Mahbub-ül-Kulub fil-Ahlak, 18) Seyf-ül-Hadi ve Rekabet-ül-Münadi.
Horosan’da açtığı sanat çığırı, bütün Türk dünyasında yayılmış, eserleri Anadolu, Rumeli, Kırım, Azerbaycan, İran, Irak ve Hindistan Türkleri arasında yüzyıllar boyunca hayranlıkla okunmuştur.
Ali Şir Nevai, 3 Ocak 1501taritırdığı türbeye gömüldü.
Kitapları : – Hazâinü’l Maânî – Garâibü’s-Sağîr – Nevâdirü’ş Şebâb – Bedâyiü’l-Vasat – Fevâidü’l-Kiber – Hayretü’l-Ebrâr – Ferhat ve Şirin – Leyla ve Mecnun – Seb’a-i Seyyârem – Sedd-i İskender – Lisânü’t-Tayr – Muhâkemetü’l-Lügateyn – Mecâlisü’n-Nefâis – Mîzânü’l-Evzân – Nesâimü’l-Mehabbe – Nazmü’l-Cevâhir – Hamsetü’l-Mütehayyirîn – Tühfetü’lMülûk – Münşeât – Sirâcü’l-Müslimîn – Tarihu’l-Enbiyâ – Mahbûbü’l-Kulûb fi’l-Ahlâk – Seyfü’l-Hâdî – Rekâbet-ü’l-Münâdî
 
Ali Şir Nevai'nin biyografisi oldukça detaylı ve zengin bir içeriğe sahip. Türk şairi, bilgin ve devlet adamı olan Nevai, Türk diline hizmet eden en büyük Türk edebiyatçılarından biri olarak kabul edilmektedir. 1441 yılında Afganistan'ın Herat şehrinde doğan Ali Şir Nevai'nin eğitim hayatı babasının rehberliğinde başlamış ve daha sonra Horasan ve Semerkant'ta devam etmiştir. Hüseyin Baykara'nın ders arkadaşıyla yaptığı sözleşme sonrasında devlet adamı olarak önemli görevler üstlenmiş ve edebi faaliyetlerine devam etmiştir.

Türkçeyi Farsça ile yazan çağdaşlarına eleştiriler yönelten Ali Şir Nevai, Türkçenin edebi dil olarak da başarılı olabileceğini savunmuş ve bu konuda çeşitli eserler vermiştir. Muhakemet'ül Lugateyn gibi eserlerinde Türk dilinin zenginliğine vurgu yapmıştır. Ayrıca Bağdat'ta Kaşgarlı Mahmud'dan sonra yazılan en önemli Türkçe - Arapça sözlük olan Divân-ı Lügat-it Türk'ten sonra gelen ikinci önemli kitabı olan Muhakemet'ül Lugateyn'i kaleme almıştır.

Ali Şir Nevai'nin eserleri arasında Hamse sahibi ilk Türk şairi olmasıyla da önemlidir. Beş mesneviden oluşan Hamse'si, Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Diğer eserleri arasında Hayret-ül Ebrar, Ferhad ve Şirin, Leyla ve Mecnun, Seb'a-i Seyyare, Sedd-i İskender gibi önemli yapıtlar bulunmaktadır. Ayrıca farklı konulardaki eserleriyle de edebi mirası zenginleştirmiştir.

Sanatçı, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Hindistan'a kadar geniş bir coğrafyada etkili olmuş ve eserleri Türk dünyasında uzun yıllar boyunca büyük bir hayranlıkla okunmuştur. Ali Şir Nevai'nin ölümü olan 1501 yılında türbeye defnedilmiştir. Eserleri arasında Hazâinü'l Maânî, Garâibü’s-Sağîr, Nevâdirü’ş Şebâb, Bedâyiü’l-Vasat, Fevâidü’l-Kiber gibi önemli kitaplar bulunmaktadır. Ali Şir Nevai'nin edebi mirası, Türk edebiyatı ve dünya edebiyatı için büyük bir değere sahiptir.
 
Geri
Üst