AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Hoş Geldin!

Bize kaydolarak topluluğumuzun diğer üyeleriyle tartışabilir, paylaşabilir ve özel mesaj gönderebilirsiniz.

Şimdi Kaydolun!

Alexandre Vallaury

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Admin

Yönetici
Site Sorumlusu
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
265.242
Çözümler
4
Tepkime puanı
1
Puan
38
Alexandre Vallaury Biyografisi
Alexandre Vallaury, İstanbul Sanayi-i Nefise Mektebi’nin mimarlık bölümünün kurucusu ve ilk mimarlık hocasıdır.
Alexandre Vallaury, 2 Nisan 1850 tarihinde İstanbul‘da Fransız asıllı bir Levanten ailenin oğlu olarak doğmuştur. Dedesi Edouard Vallaury’dir. Babası François Vallauri’dir.
Alexandre Vallaury’nin dedesi Edouard Vallaury, 1806 yılının son günlerinde Fransa’dan büyükelçi olarak İstanbul’a gelen Horace Sebastiani’nin maiyetinde görevli Fransız Büyükelçisi’nin aşçısı olarak gelmiştir. Elçinin görev süresinin sonunda ülkesine dönmesine rağmen, kendisi ülkesine dönmemiş ve İstanbul’a yerleşmiştir. İstanbul’a yerleşen dedesi Edouard Vallaury pastacılık ve şekercilik işi yapmıştır. 1875 yılına gelindiğinde babası François Vallauri, artık dönemin meşhur pastacısı Cafe Vallauri’nin sahibi ve saray şekerlemecisi olarak anılmakta ve devletin resmî törenlerinde ikramlarda bulunmaktadır. Hristaki pasajının (Çiçek Pasajı) yanında bir pastacı dükkânı ile Cafe Vallaury isminde bir dükkân, sonra ayrıca Galatasaray ile Tünel arasında ailece İstiklal Caddesi üzerinde Vallaury Lokantası adında bir lokanta açtılar.
İstanbul sosyal yaşamının önemli mekânlarından biri olan Lebon Pastanesi kurucusu Lebon Efendi Vallaury’nin yanında çırak olarak çalışmaya başlamıştı. Daha sonra onun kızıyla evlenmiş, kendi adını verdiği pastanesini kurmuştu.
Alexandre Vallaury, orta öğrenimini Kadıköy Saint-Joseph Fransız okulunda yaptı. Mimarlık eğitimi için 1868 yılında Paris’e gitti ve dönemin en iyi mimarlık eğitimi veren okulu Paris Güzel Sanatlar Yüksekokulu (Ecoles des Beaux-Arts)’nda okudu. 1868 yılında École des Beaux Arts’a mektup yazarak dönemin ünlü mimarlık okuluna girmek istediğini bildirmiş, 23 Nisan1870 yılında Paris Güzel Sanatlar Akademisi’ne kabul edilerek, eğitimine ikinci sınıftan başlamıştır.
1875 yılında Roma Büyük Ödülü kazandı. 1880 yılında eğitimini tamamlayarak İstanbul’a döndü. İstanbul’da ismini önce resim sergilerinde duyurdu. 1879-1880 yıllarında kurulduğu sanılan Elifba Sanat Kulübünün 1880 Eylülünde açılan ilk sergisine katılarak işlerini sergiledi. Elifba Kulübünün 8 Nisan 1881 günü bu kere Tepebaşı Belediye bahçesinde açılan ikinci sergisine de katıldı. Bu dönemde resim sergilerinde mimarların rölöve çizimleri ile projeleri ve maketlerini sergiledikleri bilinmektedir.
İstanbul’da 1882’de Abdülhamit II tarafından Osman Hamdi Bey’in müdürlüğünde kurulan Sanayi-i Nefise Mektebi’nin mimarlığını yaptı. 3 Mart 1883 günü eğitime başlayan Sanayi-i Nefise Mektebinde Fenn-i Mimari öğretmeni olarak kurucu kadroda yer aldı.
3 Mart 1883’ten 10 Ağustos 1908’e kadar 25 yıl Sanayi-i Nefise Mektebi’nde mimarlık öğretmeni olarak ders veren Alexandre Vallaury, İstanbul’daki Osmanlı üst düzey yönetimi ve özellikle Fransız finans kuruluşları ile iş çevrelerinin gözde mimarı durumuna geldi. Sanayi-i Nefise Mektebi’ndeki görevinden 10 Ağustos 1908’de istifa ederek ayrıldı. Meslek yaşamındaki bilinen son çalışması 1909 yılında düzenlenen “Abide-i Hürriyet” yarışması için hazırladığı projesi oldu. Ancak yarışmayı kendi öğrencilerinden ve Birinci Ulusal Mimarlık ekolünün takipçilerinden Muzaffer Bey’in kazanması nedeniyle Vallaury’nin projesi hayata geçirilememiştir.
1908 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin II. Meşrutiyet’i ilan etmesi ve 1909 yılında Sultan Abdülhamit II’i tahttan indirmesi ile mimarın yıldızı da sönmeye başlar; gerçekten de bu olayın Vallaury’nin kariyerini noktalayan bir kırılma olduğu düşünülmektedir.
1888 yılında Fransız Enstitüsü üyeliğine seçildi. 1896 yılında Legion d’Honneur madalyasıyla onurlandırıldı.
1892 yılında Galata’da yaptığı Osmanlı Bankası Genel Müdürlüğü binası ile ünlenmeye başladı. Başka mimarlar bu yapıyı örnek alarak Galata ve Karaköy’de büro binaları inşa ettiler. 1881 yılında Müze-i Hümayun müdürü olarak görevlendirilen Osman Hamdi Bey yeni bir müze binası inşa işini Alexandre Vallaury’e vermişti. Böylece Alexandre Vallaury, 19.yüzyıl sonlarında, dünyada müze binası olarak tasarlanıp yapılan 8-10 müzeden birinin mimarı oldu.
1901 yılında Sultan Abdülhamit II’in tahta çıkışının 25. yılında yapımına başlanan Haydarpaşa Limanı temel atma töreninde günün anısına inşaatı daha önce tamamlanmış olan dalgakıranın üstüne Alexander Vallaury’nin tasarımı olan bir kolon konmuştur. Kolonun deniz tarafına bir arma, kara yönüne de tuğra ve kitabe işlenmiştir.
Alexandre Vallaury, Constantia ile evli idi.
Alexandre Vallaury’ye 22 Ekim 1894 tarihinde Raimondo d’Aronco ile birlikte Davut Paşa ve Rami Kışlaları ile Maltepe Hastanesi’nin inşaatında göstermiş oldukları başarıdan dolayı Üçüncü Rütbeden Mecidiye nişan-ı zi-şan’ı ve gümüş sanayi madalyası verilmiş, daha sonra Vallaury’ye verilecek olan Mecidiye Nişanı İkinci Rütbeye çevrilmiştir. 1898 yılında ise Abdülhamit II tarafından mimara İkinci Rütbeden Osmanî Nişanı, 1902 yılında ise hem Vallaury hem de d’Aronco’ya Birinci Rütbeden Mecidî Nişanı verilmiştir.
Alexandre Vallaury, 2 Mayıs 1921 tarihinde 71 yaşında İstanbul‘da ölmüştür.
İstanbul’u İstanbul yapan pek çok eserde imzası olan Alexander Vallaury’e ait olan yapılardan bilinenleri; : Eserleri : – Alexander Vallaury Evi (kendi evi.) Meşrutiyet Caddesi No: 231 Apartman (Yapım tarihi bilinmiyor) – Rıdvan Paşa Köşkü, Erenköy Kız Lisesi bahçesinde terk edilmiş durumdadır. (Yapım tarihi bilinmiyor). – Osmanlı Bankası Genel müdürlük binası, Taksim Meydanı The Marmara Otelinin bulunduğu yerde olup yıkılmış olduğundan günümüzde yoktur. (Yapım tarihi bilinmiyor) – Osmanlı Bankası Eminönü Şubesi (Yapım tarihi bilinmiyor) – Ömer Abed Han, Karaköy vapur iskelesi yakınında iş hanı. Yapının ilk katın bitimindeki mermer levha üzerine kazınmış “A. Vallaury” ile altta “Architecte” sözcükleri vardır. (Yapım tarihi bilinmiyor) – Bank de Change (Demirbank Karaköy Şb.; Yapım tarihi bilinmiyor) 1882 – Sanayi-i Nefise Mektebi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri bahçesi Sultanahmet. Eski Şark Eserleri bölümü 1884 – Cercle d’Orient (Büyük Kulüp, Emek Sineması) binası, Beyoğlu Yeşilçam sokak köşesinde metruk. 1887 – Hidayet Camii, Eminönü Yalıköşkü Caddesi üzerinde 1889 – Paris Fuarı Türk Tütün Pavyonu 1890-1900 – Büyükada Fransız Oteli, Eski Rum Yetimhanesi. Metruk durumdadır. 1892 – Osmanlı Bankası Genel müdürlük binası (Galata) 1891-1907 – Müze-i Hümayun, İstanbul Arkeoloji Müzeleri 1893 – Pera Palas Oteli 1893 – Yeni Karaköy Han 1895 – Decugis Evi, Beyoğlu, otel olarak kullanılmaktadır. Binanın köşesinde birinci kat döşemesi seviyesinde taşa kazınmış “A.Vallaury Arte” yazısı görülmektedir. 1896 – Union Francoise Binası, Meşrutiyet Caddesi üzerinde Tepebaşı eski ABD konsolosluğu karşısında terk edilmiş. 1896 – Tokatlıyan Oteli 1897 – Düyun-u Umumiye Binası, İstanbul Erkek Lisesi olarak kullanılmaktadır. 1901 – Arif Paşa Yalısı, İstinye’de Yeniköy’e giden yol üzerinde konut apartman olarak kullanılmakta. 1902 – Ömer Abed Han 1902 – Hazeren Han, Karaköy 1903 – Haydarpaşa’da Askerî Tıbbiye Mektebi 1903 – Osman Reis Camii (Sarıyer İstinye Caddesi üzerinde) 1903 – Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi. 1910 – Muhayyeş Yalısı (Arif Paşa Yalısı) Yeniköy
 
Alexandre Vallaury'nin biyografisinde yer alan detaylar oldukça kapsamlı ve etkileyici. İstanbul'u önemli eserlerle süsleyen bu değerli mimarın hayatına dair bilgiler oldukça ilginç.

Vallaury'nin aile kökenleri Fransız asıllı Levanten bir aileden gelmesi dikkat çekici. Dedesi Edouard Vallaury'nin Fransa'dan İstanbul'a gelmesi ve burada yerleşmesi aile tarihinde önemli bir dönüm noktası gibi duruyor. Aile işleriyle uğraşan Vallaury'nin mimarlık tutkusunu keşfetmesi ve Paris'te eğitim almak için gitmesi, kariyerindeki dönüm noktalarından biri olarak göze çarpıyor.

Sanayi-i Nefise Mektebi'nin mimarlık bölümünün kurucusu ve ilk mimarlık hocası olması, Vallaury'nin Türk mimarlık tarihindeki yerini daha da önemli kılıyor. Öğrencilerine ilham veren, eserleriyle tanınan bir isim olmasının yanı sıra tam 25 yıl boyunca bu önemli kurumda mimarlık dersleri vermesi de takdire şayan bir detay.

Eserleri arasında yer alan Osmanlı Bankası Genel Müdürlük binası, Hidayet Camii, Müze-i Hümayun ve Pera Palas Oteli gibi önemli yapılar, şehrin dokusuna katkı sağlayan ve bugün bile önemini koruyan eserler olarak öne çıkıyor. Ayrıca Haydarpaşa Limanı'nda tasarladığı ve anıta dönüştürülen kolon da Vallaury'nin eserleri arasında önemli bir yer tutuyor.

Ödüller ve nişanlarla taçlandırılan kariyeri, Osmanlı döneminin önemli mimarlarından biri olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Sultan Abdülhamit II ve II. Meşrutiyet dönemlerinde aldığı nişanlar ve onurlandırmalar, Vallaury'nin mimarlık kariyerindeki başarısını ve etkisini vurguluyor.

Son olarak, Alexandre Vallaury'nin 2 Mayıs 1921'de vefat etmesiyle hayatından ayrılmasının ardında bıraktığı müstesna eserler, İstanbul'un mimari mirasında ölümsüz bir iz bırakmıştır. Kendisini eserleriyle hatırlamak, onun değerini ve katkılarını daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.
 
Geri
Üst