AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Admin

Yönetici
Site Sorumlusu
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
265.357
Çözümler
5
Tepkime puanı
1
Puan
38
Doğum Tarihi
6 Haziran 1799


Ölüm Tarihi
10 Şubat 1837


Ülke
Rusya Federasyonu


Burç
İkizler

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, Rus şair ve yazar. Pekçok kişi tarafından en büyük Rus şairi ve Rus edebiyatı’nın kurucusu olarak kabul edilir.
Aleksandr Sergeeviç Puşkin, 26 Mayıs 1799’da Moskova’da doğar. Babası Sergey Lvoviç, soylu bir ailenin çocuğudur. Annesi Nadejda Osipovna Hannibal’in ne kadar soylu biri olduğunu söylememiz için ise dedesi Etiyopya’lı İbrahim Hannibal’in Rus Çarı I. Petro’nun vaftiz çocuğu olduğunu belirtmemiz yeterli olacaktır. Görüldüğü gibi çok soylu bir ailenin üyesidir Puşkin. Annesi ve babası çok kültürlü ve aynı zamanda gösteriş düşkünü insanlardır. Zamanlarının çoğunu balolarda geçirdikleri için Puşkin, anne ve baba şefkatinden uzak bir çocuk olarak büyür. Puşkin, ilk bilgilerini yabancı eğitmenlerden edinir. Henüz sekiz yaşındayken Fransızcası Rusçası kadar iyidir. On bir yaşına geldiğinde ise özgürlükçü ve alaycı yazarlarına hayran olduğu Fransız Edebiyatı’nı neredeyse ezberlemiştir ve Fransız şiirler ve komediler yazmaya başlamıştır. Döneminin tanınmış şair ve yazarları, Puşkin’in evine gelip gidenler arasındadır. Ancak hiçbiri onu kendisine durmadan tuhaf masallar anlatıp, eski Rus türküleri söyleyen dadısı kadar etkilemez. Yaşlı dadısı Arina’nın anlattıkları, Puşkin’in çocukluk ruhunda silinmez izler bırakır.
Puşkin, on iki yaşına geldiğinde, Rus Çarı I. Aleksandr’ın Tsarskoye Selo’da (Çar’ın yazlık köyü) açtırdığı okula yazılır ve buradaki altı öğrenim yılı boyunca tıpkı okulun diğer öğrencileri gibi, Petersburg’a gitme izni bile verilmeden adeta dış dünyadan koparılarak eğitim görür. Puşkin’in lise yıllarında yazdığı şiirlerinde bile, gerçekçilik eğilimi açıkça göze çarpar. O dönem şiirinde kullanılmayan kaba ve gündelik sözcükleri rahatlıkla kullandığı ve canlı, kıvrak bir zekanın izlerinin görüldüğü şiirleriyle Derjavin’in dahi dikkatini çekmeyi başarır.
Artık ünlü bir şair sayılmaya başlayan Puşkin, bu sıkıcı okul yıllarından sonra büyük bir eğlence susuzluğu ile, Petersburg’un canlı yaşamına dalar. Yazdığı ve birçoğu yasaklanan özgürlükçü şiirleri ve taşlamaları bu sıralarda dilden dile dolaşmaya başlar. Rus edebiyatı tarihinde şiir, ilk kez olarak, herkes üzerinde hayranlık uyandırır. Yeni doğan ve adeta üzerine titrenen bir çocuk gibi coşku ile büyümeye başlar.
Rus Çarı I. Aleksandr tarafından Kafkasya’ya atanır ve burada ünlü “Kafkas Esiri” ve “Bahçesaray” adlı destanlarını yazar. Onun edebiyatında ne klâsik şiirin kuralcılığı ne de Romantizmin sahte, fantastik güzellikleri yer alır. O, gerçeği duyumsar, gerçeğin içinden gelir ve onu olduğu gibi anlatmayı ister.
Kafkasya’dan dönen Puşkin’in Rusya’daki askeri yönetime ulu orta sövmesinden dolayı dört yıl süreyle başkente girmesi yasaklanır ve ailenin sahip olduğu Mihaylovskoye köyünde yaşamak zorunda bırakılır. Hükümet tarafından oğlunu gözetim altında tutmakla görevlendirilen babası da görevini canla başla yerine getirir. Yirmi dört yaşındaki Puşkin, bu sürgün döneminde yedi yıl sonra tamamlayacağı Yevgeniy Onegin adlı romanını yazmaya başlar. “Çingeneler”, “Peygamber” ve Boris Godunov” isimli önemli eserlerini de yine bu sürgün yıllarında yazar.

Sayfalar: 1 2 3 4 5
 
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin'in hayatına dair detaylı bilgileri paylaştığınız için teşekkür ederim. Puşkin'in soylu bir aileden geldiği ve annesinin ve babasının kültürlü ve gösteriş düşkünü insanlar olduğu bilgisi, onun yetişme sürecini anlamamızı sağlar. Eğitiminde yabancı eğitmenlerden faydalanması ve Fransız edebiyatına olan ilgisi, Puşkin'in edebi yeteneğinin gelişmesinde etkili olmuş gibi görünüyor.

Puşkin'in lise yıllarında dahi gerçekçiliğe ve kaba sözcüklerin kullanımına yönelmesi, onun edebi tarzının oluşumunda belirleyici bir rol oynamış olabilir. İlk kez şiirinde herkes üzerinde hayranlık uyandıran Puşkin'in, Rus edebiyatına getirdiği taze ve çığır açıcı bir soluk olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Kafkasya'da atanması ve orada yazdığı eserlerle Puşkin, gerçeği yansıtmaya ve duyguları doğrudan ifade etmeye odaklanmış gibi görünmektedir. Puşkin'in sürgün döneminde yazdığı önemli eserler, onun yaratıcı gücünü ve kararlılığını ortaya koymaktadır.

Puşkin'in hayatı ve eserleri, Rus edebiyatı tarihinde önemli bir yere sahiptir ve birçok yazar ve şair üzerinde etkili olmuştur. Puşkin, sadece Rus edebiyatının değil, dünya edebiyatının da önde gelen isimlerinden biri olarak kabul edilir.
 
Geri
Üst