SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Ahmet Başaran'ın Çanakkale Anıları
Ahmet Başaran'ın Çanakkale Hatıraları
Yenice-Çınarcık Köyü'nden
Tahir Oğlu Ahmet benim adım 1303 (1887) doğumluyum 94 yaşındayım 6 yıl askerlik yaptım Çanakkale cephesinde ağır topçuydum
Çanakkale'ye ilk vardığımda Çimenlik Kalesi'nde 60-70 gün talim yaptırdılar Sonra bizi bölüklere dağıttılar Ben 6 Bölüğe düştüm nara Kalesi'ne verdiler Nara Kalesi'nde 6 ay filan durmuştuk ki, seferberlik ilan edildi Bizi Dardanos Bataryalarına gönderdiler Dardanos'ta 5 Bölüğe verdiler
Biz 150 kişi kadar vardık Başımızda Yüzbaşı Ahmet Bey vardı 75'luktu toplarımız Biz seri ateşli toplardaydık 4 topumuz vardı Mermileri aynı tüfek fişengine benzerdi Kucaklayıp kakardık topun içine 18 Mart günü Kepez'in altında bulunuyorduk Düşman gemileri, hep zırhlı tabii Selanik açıklarından ateş ede ede geliyorlar Kumkapı ve Seddülbahir taraflarını ateşe tuttular O taraflardaki tabyalar ateş içinde kaldılar Toplar paralandı cephanelikler tutuştular Bir zaman sonra Kumkale ve Seddülbahir'deki bataryalar sustular Düşman Zırhlıları ateş ederek boğaza yaklaştıkça bizim de mesafemize giriyorlardı İntepe ve Çakaltepe Bataryaların ateşe başlamalarından sonra, biz de bizim mesafemize girince başladık zırhlılara ateşe
Ben mermi sürüyordum 2 erdim topta Çanakkale Boğazı karabulut gibi gemi doluydu Hangisine atarsan atAkşamüzeri gün inmeye yakın düşman zırhlılarından birisi bizim önümüzde battı Bize yakındı Ya Kilitbahir'den, ya Hamidiye Tabyası'ndan attılar Kepez çayı'nın denize döküldüğü yeri bile geçmişti Çanakkale'ye yakınlaşmıştı Mermi geldi zırhlıya Denizin dibine kaynadı gitti
O gün, batanı battı, batmayanı geri çekilip kaçtı Gittiler
18 Mart'ın ilk günü bizim tabyada 11 kişi şehit vermiştik
Soğandere, Kerevizdere taraflarında dağıldılar Geriye gittiler düşman zırhlıları Toplarımızın önlerine çam ağaçları dikerdik Gavurlar görmesin diye
Çam ağaçlarını geceleri sökerdik Geceleri projektörümüz vardı Yakardık Düşman zırhlılarına onunla ateş açardık Projektörümüzü parçalamak için çok mermi attı kafir
Yapamadı bir şey
O gün gece yarısı da geldiler Batan zırhlılarının yerini araştırdılar Biz de verdik ateşi
Gerisin geriye gittiler Sabaha karşı oldu bu
Ertesi gün düşman gemileri tekrar hücum ettiler Gene olmadı Sonra akşam sabah hücum ettiler gemileriyle boğaza Gene olmadı Vazgeçtiler Hücumu kesti gemiler Sonra geri çekilip verdi topu Seddülbahir’e Verdi topu Topuyla bizim askeri kırıp kendi askerini çıkardı
Denizden balon kaldırıyordu Ben gördüm Keleter gibi bir şey Kalkıyor havaya O zaman asker arasında” Balon Çıkarıyor” derlerdi Balon çıkardığını görünce, biz saklanırdık Çünkü bizi görürmüş balondan Toplar patlamaya başlardı ardından Bizim koğuşun yanlarına da çok mermi düştü Ancak kimseyi öldürmedi
Bir gün nöbete gidiyordum Aceleyle potinlerin birinin iplerini bağlamamışım Bir Arap subay vardı Görmüş beni çağırdı İki tokat çekti
-Şimdi büyük bir amir gelse, ben ne diyeceğim, dedi
Bana öfkesinden gidip koğuşların arkasındaki iğde ağaçlarının dibine oturdu O sırada bir bomba düştü Toprağı altüst etti Yakın düşmüş kafirin mermisi Subaylar, çavuşlar koşup gittik
-Korkmayın Korkmayın bende yara yok, dedi
Bizim bölüğün yanında başka bir bölük daha vardı O bölüğün toplarından birine bir düşman mermisi düşmüştü Subayları vardı Hasan Efendi diye O şehit düşmüştü orada kumandanlarıydı Şimdi Hasan Mevsuf dedikleri yerde 18 kişi de yaralanmıştı Ben görmüştüm onları orada
Bizim tabur kumandanımız Binbaşı Mustafa Bey, bölük kumandanımız Yüzbaşı Ahmet Efendi'ydi Birliğimi de şöyle söyleyeyim: 3 Ağır Topçu Alayı, 1 Tabur, 5 Topçu Bölüğü Çanakkale'ye yakın Kepez yolunun altında bir gemimiz vardı bizim Çanakkale'yi bekliyordu Düşman gemileri, deniz altından bomba yollayıp torpille batırdılardı Hatta batmadı gemi de, yan yattıydı da, askerleri bir istimbot gelip almıştı Çanakkale’den Bir gün de bizim dışarıya çıkıp gavur gemilerini bombalayan bir gemimiz yaralanmış geri dönüyordu Adını bilemeyeceğim Yavuz mu, Turgut mu, bilmem Boğaz'dan içeri girip nara'ya gitmişti Biz o zaman selama durmuştuk
Sonra harp bitti Silahlar terk edildi Sabaha kadar kimse kalmasın burada, dediler Ben de o zaman köye döndüm
Bir zaman sonra Anzavur çıktı orta yere Kuvayi Milliye'ye karşı Köyden de Anzavur'a asker topladılar Sonra gidenler de kaçıp geri geldiler Çetecilikti ortalık Karma karışıktı
Milliler de vardı Yenice'de Anzavur'un elinde bir de top varmış Havaya uçuyor Milliler bozuldular o zaman Yenice’de Ben köydeydim Bunları duydum Anzavurcular sonra Ağunya taraflarına kadar gitmişler Onlar da oralarda bozulup dağılmışlar
Yunanlılar köyümüze geldiler Çok dövdüler milleti 100 kişi kadar vardılar Yunan askerleri
"Silah çıkarın” diye çok dövdüler köylüleri
Harman vaktiydi Korkudan kimse çıkamazdı orta yere Öküzler insansız harman sürüp harman dönerlerdi
Askerden geldikten sonra ev,bark olduk 18 seneyi geçti nine öleli Hatice'ydi adı Üç tane çocuk oldu 2 oğlan bir kız Oğlumun biri askerde öldü Adana taraflarında
Dörtyol’da Şimdi burada kalan oğlumun yanında yaşıyorum Elverir bakıyor Memnunum Oğlandan da Komşulardan da
Maaş da veriyorlar şimdilerde Madalyam filan yok Aramadık arkasını Biz çok çektik, açlık bir yandan Bit akardı yakamızdan Bu kararda durursa çok iyi memleketin durumu
Ahmet Başaran'ın Çanakkale Hatıraları
Yenice-Çınarcık Köyü'nden
Tahir Oğlu Ahmet benim adım 1303 (1887) doğumluyum 94 yaşındayım 6 yıl askerlik yaptım Çanakkale cephesinde ağır topçuydum
Çanakkale'ye ilk vardığımda Çimenlik Kalesi'nde 60-70 gün talim yaptırdılar Sonra bizi bölüklere dağıttılar Ben 6 Bölüğe düştüm nara Kalesi'ne verdiler Nara Kalesi'nde 6 ay filan durmuştuk ki, seferberlik ilan edildi Bizi Dardanos Bataryalarına gönderdiler Dardanos'ta 5 Bölüğe verdiler
Biz 150 kişi kadar vardık Başımızda Yüzbaşı Ahmet Bey vardı 75'luktu toplarımız Biz seri ateşli toplardaydık 4 topumuz vardı Mermileri aynı tüfek fişengine benzerdi Kucaklayıp kakardık topun içine 18 Mart günü Kepez'in altında bulunuyorduk Düşman gemileri, hep zırhlı tabii Selanik açıklarından ateş ede ede geliyorlar Kumkapı ve Seddülbahir taraflarını ateşe tuttular O taraflardaki tabyalar ateş içinde kaldılar Toplar paralandı cephanelikler tutuştular Bir zaman sonra Kumkale ve Seddülbahir'deki bataryalar sustular Düşman Zırhlıları ateş ederek boğaza yaklaştıkça bizim de mesafemize giriyorlardı İntepe ve Çakaltepe Bataryaların ateşe başlamalarından sonra, biz de bizim mesafemize girince başladık zırhlılara ateşe
Ben mermi sürüyordum 2 erdim topta Çanakkale Boğazı karabulut gibi gemi doluydu Hangisine atarsan atAkşamüzeri gün inmeye yakın düşman zırhlılarından birisi bizim önümüzde battı Bize yakındı Ya Kilitbahir'den, ya Hamidiye Tabyası'ndan attılar Kepez çayı'nın denize döküldüğü yeri bile geçmişti Çanakkale'ye yakınlaşmıştı Mermi geldi zırhlıya Denizin dibine kaynadı gitti
O gün, batanı battı, batmayanı geri çekilip kaçtı Gittiler
18 Mart'ın ilk günü bizim tabyada 11 kişi şehit vermiştik
Soğandere, Kerevizdere taraflarında dağıldılar Geriye gittiler düşman zırhlıları Toplarımızın önlerine çam ağaçları dikerdik Gavurlar görmesin diye
Çam ağaçlarını geceleri sökerdik Geceleri projektörümüz vardı Yakardık Düşman zırhlılarına onunla ateş açardık Projektörümüzü parçalamak için çok mermi attı kafir
Yapamadı bir şey
O gün gece yarısı da geldiler Batan zırhlılarının yerini araştırdılar Biz de verdik ateşi
Gerisin geriye gittiler Sabaha karşı oldu bu
Ertesi gün düşman gemileri tekrar hücum ettiler Gene olmadı Sonra akşam sabah hücum ettiler gemileriyle boğaza Gene olmadı Vazgeçtiler Hücumu kesti gemiler Sonra geri çekilip verdi topu Seddülbahir’e Verdi topu Topuyla bizim askeri kırıp kendi askerini çıkardı
Denizden balon kaldırıyordu Ben gördüm Keleter gibi bir şey Kalkıyor havaya O zaman asker arasında” Balon Çıkarıyor” derlerdi Balon çıkardığını görünce, biz saklanırdık Çünkü bizi görürmüş balondan Toplar patlamaya başlardı ardından Bizim koğuşun yanlarına da çok mermi düştü Ancak kimseyi öldürmedi
Bir gün nöbete gidiyordum Aceleyle potinlerin birinin iplerini bağlamamışım Bir Arap subay vardı Görmüş beni çağırdı İki tokat çekti
-Şimdi büyük bir amir gelse, ben ne diyeceğim, dedi
Bana öfkesinden gidip koğuşların arkasındaki iğde ağaçlarının dibine oturdu O sırada bir bomba düştü Toprağı altüst etti Yakın düşmüş kafirin mermisi Subaylar, çavuşlar koşup gittik
-Korkmayın Korkmayın bende yara yok, dedi
Bizim bölüğün yanında başka bir bölük daha vardı O bölüğün toplarından birine bir düşman mermisi düşmüştü Subayları vardı Hasan Efendi diye O şehit düşmüştü orada kumandanlarıydı Şimdi Hasan Mevsuf dedikleri yerde 18 kişi de yaralanmıştı Ben görmüştüm onları orada
Bizim tabur kumandanımız Binbaşı Mustafa Bey, bölük kumandanımız Yüzbaşı Ahmet Efendi'ydi Birliğimi de şöyle söyleyeyim: 3 Ağır Topçu Alayı, 1 Tabur, 5 Topçu Bölüğü Çanakkale'ye yakın Kepez yolunun altında bir gemimiz vardı bizim Çanakkale'yi bekliyordu Düşman gemileri, deniz altından bomba yollayıp torpille batırdılardı Hatta batmadı gemi de, yan yattıydı da, askerleri bir istimbot gelip almıştı Çanakkale’den Bir gün de bizim dışarıya çıkıp gavur gemilerini bombalayan bir gemimiz yaralanmış geri dönüyordu Adını bilemeyeceğim Yavuz mu, Turgut mu, bilmem Boğaz'dan içeri girip nara'ya gitmişti Biz o zaman selama durmuştuk
Sonra harp bitti Silahlar terk edildi Sabaha kadar kimse kalmasın burada, dediler Ben de o zaman köye döndüm
Bir zaman sonra Anzavur çıktı orta yere Kuvayi Milliye'ye karşı Köyden de Anzavur'a asker topladılar Sonra gidenler de kaçıp geri geldiler Çetecilikti ortalık Karma karışıktı
Milliler de vardı Yenice'de Anzavur'un elinde bir de top varmış Havaya uçuyor Milliler bozuldular o zaman Yenice’de Ben köydeydim Bunları duydum Anzavurcular sonra Ağunya taraflarına kadar gitmişler Onlar da oralarda bozulup dağılmışlar
Yunanlılar köyümüze geldiler Çok dövdüler milleti 100 kişi kadar vardılar Yunan askerleri
"Silah çıkarın” diye çok dövdüler köylüleri
Harman vaktiydi Korkudan kimse çıkamazdı orta yere Öküzler insansız harman sürüp harman dönerlerdi
Askerden geldikten sonra ev,bark olduk 18 seneyi geçti nine öleli Hatice'ydi adı Üç tane çocuk oldu 2 oğlan bir kız Oğlumun biri askerde öldü Adana taraflarında
Dörtyol’da Şimdi burada kalan oğlumun yanında yaşıyorum Elverir bakıyor Memnunum Oğlandan da Komşulardan da
Maaş da veriyorlar şimdilerde Madalyam filan yok Aramadık arkasını Biz çok çektik, açlık bir yandan Bit akardı yakamızdan Bu kararda durursa çok iyi memleketin durumu