SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
Açlık İle İlgili Şiirler,
Açlık Şiirleri,
Açlık
Evimim karşısında bir ev vardı boş duran
Nicedir bulunmamıştı içini dolduran
Bir gün genç bir kadın taşındı yalnız başına
İki de kızı var girmemiş yedi yaşına
Komşuluk hakkıdır gidip sormak halini
Yardım etmeli varsa gidermeli derdini
Ben yalnız bir adam gidemedim korkumdan
Halin nedir? diye soramadım utancımdan
Bazen duyardım neşeli çocuk seslerini
Baksaydım görürdüm eski püskü üstlerini
Mehtap çıkmış gökyüzü pırıl pırıl yıldızlı
Bir gece ansızın kapım çaldı hızlı hızlı
Hayırdır inşallah kimdir o diye bir soru
Birden beliriverdi iki polis memuru
Dediler duydum mu hiç gürültü, kavga falan?
Vallahi duymadım bir şey, yoktur bende yalan
Daha demin neşeli çocuk sesleri vardı
Herhalde şimdi onlar çoktan uykuya daldı.
Yok! Dedi polis, sırtını duvara dayayıp
Komşun canına kıymış pencereden atlayıp
Yoldan geçen yolcu bulmuş cansız bedenini
Komşulara sormuşlar ölümün nedenini
Hiç kimse bilememiş o gece olanları
Sonra hatırlamışlar geride kalanları
Yahu! Bu genç kadının iki çocuğu vardı,
Şimdi o masum yavrular ortada mı kaldı?
Diyerek koşuştular hep kapının önüne
Neden atlamış? Diye sordular birbirine.
Polis bir mektup uzattı eli titreyerek
Dedi ki – Ölümün sebebi bu olsa gerek.
Mektuptaki her bir satır saplandı beynime
Bu ölümün günahını yükledim kendime
Üç adım ötemde bir kadın ve iki çocuk
Sarmış bütün etraflarını diz boyu yokluk
Üç gündür hiç lokma geçmemiş boğazlarından
Hiç kimseye diyememiş halini arından
O gece çocuklar kadından istemiş yemek
Yemek değil evde yokmuş bile kuru ekmek
Tamam, demiş kadın sen kapat şu pencereyi
Çaresiz koymuş ateşe boş bir tencereyi
Kaynayan suyun sesi ninni gelmiş çocuğa
Açlıktan olsa gerek uyumuş oracığa
Kadın umutsuzca bakmış o boş tencereye
Aniden gözü takılmış açık pencereye
Uyuyan çocukları öpüp koklamış bir bir
Atlamış aşağıya bırakıp büyük bir sır.
Duyan komşular ah vah ederek ağladılar
Sonra birer birer evlerine dağıldılar
Polis, çocukları emanet edip komşuya
Geri döndü yavaş yavaş indi aşağıya
Hapishane gibi kapılar kapandı bir bir
Her kapının üstünde kilitler soğuk demir
Kapanınca kapım evim bana oldu zindan
Kıramadığım kelepçe içimdeki vicdan
Peygamberin sözü gece aklıma gelince
Uyutmadı beni içimdeki muhasebe
“Komşusu açken tok yatan değildir bizden”
Vallahi cennete giremeyiz sırf bu yüzden
Bu hâl ile sabah nasıl oldu bilemedim
Gün yükseldi ben hala kendime gelemedim.
Sabahleyin indi çocuk komşudan şen şakrak
Akşam annesinin öldüğünü unutarak
Gelip durdu kapının önünde vurdu tık tık
“Haydi anne artık uyan bizler çok acıktık.”
Birden donakaldım kaşığım düştü elimden
Belli belirsiz bir dua döküldü dilimden
Oldu lokmalar boğazımda dizi dizi
Allahım açlıkla terbiye etmesin bizi.
Hasan OVAK
Açlık
Tarafsızlığın tarafındayım
Gözlerin
Açık yeşil, mavi, siyah farketmez
Ellerini uzaklaştırma benden
Uzun kısa, siyah beyaz farketmez
Açlıkların ortasındayım açlık
Deri kemik
Çekik gözler
Küskün surat
Şiş karın
Açlıkların ortasındayım açlık
Zaman açlık
Yeşil açlık
Aş açlık
Dostluklar açlık
Yaşananlar hep açlık.
Açlıktan
Tünele doğru sağda
Bedri Rahmi kalmış
Bir zamanlar
Narmanlı Han’da
Kediler ibadette
Dönük yukarı
yüzleri
Açılacak cam ...
gözleri
Atılacak ette
Çoğu insan gibi
İhanette.
Açlık
Dünya bir lokanta misali
Hayat yemek
Bense müşteri
Yiyorum aylarca senelerce
Bıkmadan usanmadan yiyorum
Garson gelip diyor ki
-Hesap beyim
-Ama ben doymadım ki...
Açlık Şiirleri,
Açlık
Evimim karşısında bir ev vardı boş duran
Nicedir bulunmamıştı içini dolduran
Bir gün genç bir kadın taşındı yalnız başına
İki de kızı var girmemiş yedi yaşına
Komşuluk hakkıdır gidip sormak halini
Yardım etmeli varsa gidermeli derdini
Ben yalnız bir adam gidemedim korkumdan
Halin nedir? diye soramadım utancımdan
Bazen duyardım neşeli çocuk seslerini
Baksaydım görürdüm eski püskü üstlerini
Mehtap çıkmış gökyüzü pırıl pırıl yıldızlı
Bir gece ansızın kapım çaldı hızlı hızlı
Hayırdır inşallah kimdir o diye bir soru
Birden beliriverdi iki polis memuru
Dediler duydum mu hiç gürültü, kavga falan?
Vallahi duymadım bir şey, yoktur bende yalan
Daha demin neşeli çocuk sesleri vardı
Herhalde şimdi onlar çoktan uykuya daldı.
Yok! Dedi polis, sırtını duvara dayayıp
Komşun canına kıymış pencereden atlayıp
Yoldan geçen yolcu bulmuş cansız bedenini
Komşulara sormuşlar ölümün nedenini
Hiç kimse bilememiş o gece olanları
Sonra hatırlamışlar geride kalanları
Yahu! Bu genç kadının iki çocuğu vardı,
Şimdi o masum yavrular ortada mı kaldı?
Diyerek koşuştular hep kapının önüne
Neden atlamış? Diye sordular birbirine.
Polis bir mektup uzattı eli titreyerek
Dedi ki – Ölümün sebebi bu olsa gerek.
Mektuptaki her bir satır saplandı beynime
Bu ölümün günahını yükledim kendime
Üç adım ötemde bir kadın ve iki çocuk
Sarmış bütün etraflarını diz boyu yokluk
Üç gündür hiç lokma geçmemiş boğazlarından
Hiç kimseye diyememiş halini arından
O gece çocuklar kadından istemiş yemek
Yemek değil evde yokmuş bile kuru ekmek
Tamam, demiş kadın sen kapat şu pencereyi
Çaresiz koymuş ateşe boş bir tencereyi
Kaynayan suyun sesi ninni gelmiş çocuğa
Açlıktan olsa gerek uyumuş oracığa
Kadın umutsuzca bakmış o boş tencereye
Aniden gözü takılmış açık pencereye
Uyuyan çocukları öpüp koklamış bir bir
Atlamış aşağıya bırakıp büyük bir sır.
Duyan komşular ah vah ederek ağladılar
Sonra birer birer evlerine dağıldılar
Polis, çocukları emanet edip komşuya
Geri döndü yavaş yavaş indi aşağıya
Hapishane gibi kapılar kapandı bir bir
Her kapının üstünde kilitler soğuk demir
Kapanınca kapım evim bana oldu zindan
Kıramadığım kelepçe içimdeki vicdan
Peygamberin sözü gece aklıma gelince
Uyutmadı beni içimdeki muhasebe
“Komşusu açken tok yatan değildir bizden”
Vallahi cennete giremeyiz sırf bu yüzden
Bu hâl ile sabah nasıl oldu bilemedim
Gün yükseldi ben hala kendime gelemedim.
Sabahleyin indi çocuk komşudan şen şakrak
Akşam annesinin öldüğünü unutarak
Gelip durdu kapının önünde vurdu tık tık
“Haydi anne artık uyan bizler çok acıktık.”
Birden donakaldım kaşığım düştü elimden
Belli belirsiz bir dua döküldü dilimden
Oldu lokmalar boğazımda dizi dizi
Allahım açlıkla terbiye etmesin bizi.
Hasan OVAK
Açlık
Tarafsızlığın tarafındayım
Gözlerin
Açık yeşil, mavi, siyah farketmez
Ellerini uzaklaştırma benden
Uzun kısa, siyah beyaz farketmez
Açlıkların ortasındayım açlık
Deri kemik
Çekik gözler
Küskün surat
Şiş karın
Açlıkların ortasındayım açlık
Zaman açlık
Yeşil açlık
Aş açlık
Dostluklar açlık
Yaşananlar hep açlık.
Açlıktan
Tünele doğru sağda
Bedri Rahmi kalmış
Bir zamanlar
Narmanlı Han’da
Kediler ibadette
Dönük yukarı
yüzleri
Açılacak cam ...
gözleri
Atılacak ette
Çoğu insan gibi
İhanette.
Açlık
Dünya bir lokanta misali
Hayat yemek
Bense müşteri
Yiyorum aylarca senelerce
Bıkmadan usanmadan yiyorum
Garson gelip diyor ki
-Hesap beyim
-Ama ben doymadım ki...