AdBlock kullandığınızı tespit ettik.

Bu sitenin devam edebilmesi için lütfen devre dışı bırakın.

Abdurrahman Tagi (Tahi) Kimdir

haberci

Yeni Üye
Katılım
4 Şubat 2025
Mesajlar
51.363
Tepkime puanı
1
Puan
1
Abdurrahman Tagi hakkında veri
Abdurrahman Tagi hayatı
Abdurrahman Tagi kimdir
Abdurrahman Taği'nin adı Abdurrahman, lakabı; Seydai Taği'dir Aslen Siirt'in kazası Şirvan' lıdırlar Babaları Molla Mahmud namında Gavs'ı Hizani'nin (Seyyid Sıbgatullahi Arvasi) müridi idi
Hicri 1249'da dünyaya gelirler Ömürlerinin büyük bölümü Hizan'ın bir köyü olan Tağ'da geçtiğinden köyün ismine atfen Seydai Taği namıyla şöhret bulmuş, sonradan Norşin'e yerleşiyorlar ve orada vefat ediyorlar
Önceleri ünlü Sipikan aşiretinden olan Molla Resuli Sipiki'nin yanına okurlar, sonra da Molla Abdurrahmanı Melekendi'nin (Melekend, Bulanık'ın bir köyüdür) yanına okurlar
Seydai Taği evvela Kadiri tarikatına girmiş ve Kadiri Şeyhlerinden olan Şeyh Abdulbariyi Çilçaki'nin (Çilçak, Hizan'ın bir köyüdür) yanına amel ederler Keza o zamanlar Gavsı Hizaninin münkiri idi
Seydanın Gavsı Hizaniye teslim oluşu ilginçtir Olay şöyle olur; Seydanın bulunduğu köy olan Tağ'da halk müziği, büsbütün kadiri tarikatına mensup, bir kişi hariç; bu zat Süleyman Efendi adında Gavsi Hizani'nin sofusudur Seyda ara sıra bu sofu ile latife eder; Süleyman efendi, Gavsın nasıl? Neler yapıyor?gibisinden laflar ederdi Süleyman efendi de bu sözlere içerlendiği halde Seydaya olan saygısından, Aman efendim elini öpeyim bana ne dersen de, mürşidime deme!diye geçiştirirdi Yine bir gün Süleyman Efendi Gavsın ziyaretine gider gelir Seyda bunu duyar ve bir müddet daha sonra Süleyman Efendiyi görür görmez yeniden takılarak Süleyman Efendi Gavsın nasıldı, neler yapıyor?diye konuşunca Süleyman Efendi de;
Ah Seyda keşke sen, bizimle Gavsın köyü aralarında bir köprü mahiyetinde olan şu Karasuyu geçsen de Gavsımın neler yaptığını bir görsen!diye karşılık verir Bu yanıt seydanın beyninde muhteşem bir tesir yapar ve aklından çıkmaz Akşam olur uyku değil, nihayet dayanamaz ve yarı gece yatağından kalkarak baştan sona Süleyman efendinin evine Kapıyı çalar Süleyman efendi, Süleyman efendi!konut sahibi şaşkınlık içinde yataktan kalkar Hayırdır Seyda, gecenin bu saatinde?Seyda Efendi senin gözlerin aklımdan çıkmıyor mürşidini mutlaka görmem lüzumlu kalk gidelimAman Seyda gecenin bu saatinde?Hiç Olmazsa yarını beklesen de gündüz gözü ile gitsek?imkansız yarını bekleyemeyeceğimder Ve nihayet giderler, varış ve Gavs'ın huzuru Seyda oturur seyre başlar Gavs'tan çıt yok bu sessizlik tam kırk gün devam eder Seyda'da bu süre zarfında en minik bir bıkkınlık değil Nihayet kırkıncı gün Molla Abdurrahman güzel geldin! Hayırdır İnşaallah?diye Gavs sohbete başlar, Seyda da Kurban Gavs'a geldikdiye karşılık verir ve oluş
Seydanın ana seydalığı Gavsın vefatından sonra başlar Şeriata pek bağlanırlar fakat, en ufak bir ayrılığa bile tahammülleri olmaz Sünnet ittibaları dillere destan Bu dini mubinin Bid'at ve hurafelerle donanmaması için ehli ilme yönelir ve talebe yetiştirirdi Nihayet öyle öğrenciler yetiştirir ancak, data seviyeleri dillerde 0 günkü durumu üstat Bediüzzaman'dan okuyalım :
Hem o nahiyemiz olan Hizan kazasına ast İsparitte birden ünlü Seyda namında Şeyh Abdurrahmani Taği'nin himmeti ile o kadar çok talebe ve hocalar ve alimler çıktılar ama, bütün Kürdistan onlarla onur eder, bir şekil aldığı vakit, içlerinde münazari ilmiyye ve böylece büyük bir himmetle ve o kadar geniş bir dairei ilim ve tarikat için de böylece bir gidişat hissediyordum oysa, sözde yeryüzünü fethedecek bu hocalardır(Emirdağ Lahikası cl, sh: 53)
Resulu Zişan'a ittiba'dan bahsetmiştik Bu ittibaın nerelere dek olduğuna bir Örnek:
Seyda yaşadığı müddetle kendi evlat ve akrabaları arasında uyarı ettiği bir şey vardı 0 da şu: Kim bir elbise veya entari alırsa o elbiseyi aldığı gibi giymez Eski elbiseleri altına giyerdi ta oysa ilk yeniliğini geçirinceye dek Bir gün tüm konut halkı gece teheccühe kalkarlar yalnız en fazla sevilen ufak kızı hariç Bir müddet sonradan o da kalkar bakar oysa herkes namazı bitirmiş diğer ibadetlerle meşgul, çok üzülür o güne dek kalktığı halde bu gece nasıl kalkmamıştı? Muhasebei nefse girer bakar ancak yaptığı bir hata aklına gelmiyor o anda üzerindeki yeni fistanı göze çarpar hemencecik üzerinden çıkararak Seydanın huzuruna varır; Seyda'nın kaşları çatıktır Babacığım ant ederim ama bu yeni elbisenin üzerimde olduğunu unutmuşum İnşaallah yeniden giymeyeceğimder Seyda: Sevgili kızım, Peygamberimiz (SAV) bir seferinden dönünce adeti üzere önce fazla sevdiği kızı Hz Fatıma' yı ziyaret eder Odasına girer girmez kaşları çatık dışarı çıkar gider Hz Fatıma duruma fazla üzülür Nihayet bakar oysa, boynunda altından bir gerdanlık var Herhalde babam bundan kızdıdiye düşünerek hemen gerdanlığı çıkarıp biri vasıtası ile sattırmaya ve parasını da fakirlere sadaka etmeye gönderir Emir yerine getirilir Arkasından Peygamberimiz (SAV) durumdan haberdar edilir 0 da anında sevgili kızını ziyarete kazanç Sorarlar: Sevgili kızım senin bir altın kolyen vardı ne oldu?Sevgili babacığım evimden kızgınlıkla çıktığını görünce ondan olduğunu zannettim Derhal çıkarıp sattırdım Parasını da fakirlere sadaka ettimEvet kızım ondan kızmıştım Benim Evladü iyalimin bu dünyada güzel şeylerle avunmasını istemiyorum Bütün güzelliğin öbür alemde olmasını isterimbuyurur Seyda: İşte kızım, buna ittiba'en kendi ailemden kimsenin yeni olan bir şeyi dıştan görünecek bir şekilde giyilmesini istemiyorumdiye cevaplar
Seyda yaşadığı hayat boyunca hiç bir mü'mini rahatsız etmemeye fazla uyarı ederdi Bulunduğu yere ziyarete gelenlerin sayısı gün geçtikçe fazlalaştığından, bir gün seyda misafirlerinin ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak için kendi arazisinde bir değirmenin yapılmasını emretti, o zamanlar Seyda' nın köyüne yakın bir köyde bir değirmen daha vardı Seyda dahil herkesin buğdayı oraya giderdi Nihayet değirmen bitti ve işlemeye başlayınca, Seyda ikinci bir haber gönderir Değirmeni yıkın!Nedeni sorulduğunda Seyda, Yakın komşumuzun bir değirmeni vardı yok mi?EvetPeki bizim değirmen işe başlasa hangisi daha iyi işler?Elbetteki seyda seçim edilir0 halde bizim yüzümüzden bir mü'min hasar etmemeli onun için değirmen yıkılmalıdır!buyurur ve değirmen bir anda yıkılır
Seydanın kerametlerine gelince onları sayabilmek mümkün yok, biz burada bir tanesini anlatmakla iktifa edeceğiz Mürit olmayan bir zat anlatıyor (bu zat Molla Ömeri Siîrti diye tanınırdı) : Seyda Halenzi' ye (Siirt' in bir köyüne) geldi Bunu duyan Siirt'in mollaları yanına gitti babamda beraberdi Yolda iki ünlü bilgin birbirini methetmeye başlar Biri; Bu civarda Farsça edebiyatta benden üstünü var mı?Diğeri:Arapça'da da benden üstünü var mı?dedi ve Seydanın huzuruna girildiğinde çıt yok Daha kimse konuşmadan Seyda biri Farsça, diğeri Arapça iki kitap getirtti ve her birini kendilerini öven alimlere uzatarak kitabın herhangi bir yerini açıp Burayı okur musun?diye ikisine de emretti İkisi de sanki dilleri tutulmuşçasına bir tek kelime okuyamadılar Ziyaretten daha sonra geri dönerlerken daha yolda ikisi de kendilerine gösterilen şeylerin gerçekten fazla kolay olduğunu söyleyip ezber okudukları halde huzurundaki duruma hayret edip, seydanın kerameti olduğunu anladılar ve kendilerini methettikleri için çok utandılar
Seyda ara sıra ölüm eden müritleri için yaptıkları murakabe de kimin azap içinde olduğunu anlarsa onun için hemencecik hatmei tehlil yaptırırdı
Seydaya sordular: Kalp, ruh, sır, hafa ve ahfa letaifinde ne gibi haller meydana gelir?
Kalbin kemal makamında, kolaylık ve değişik tecelliler, ruhun kemal makamında, cezbe ve muhabbet, sırın kemalinde tevhidin bir çeşidi, hafanın kemalinde istiğrakın bir çeşidi, ahfanın kemalinde de, bir çeşit izmihlal ve vahdetin muradı vardır
Seydaya sordular: Tüm tarikatlarda müridan dağıtılmış mürşitlere makam veriyorlar ne diyorsunuz?
Seyda kızarak: Eğer o kimseler bir velinin makamını levhi mahfuzda görmüşse, o velinin hakkında filan makamdadır desin, yok eğer görmemişse, o velinin hakkında boşuna yalan atmasın
Seyda 57 sene yaşadı, vefatının bile Resulü Ekrem'e (SAV) uyması için dua ettiğinden belli başlı köyü olan Tağ'da yok de yazları gelip dinlendiği Norşin'de vefat etti Ve orada gömüldü Hicri 1301
Seyda arkasından 5'i kız, 6'sı erkek 11 evlat bıraktı Erkek evladı şunlardır:
ŞeyhMuhammed Diyauddin (Hazreti Sani)
Şeyh Abdurrahim
Şeyh Muhammed Raşid (Bu üç evlat benzer annedendir)
Muhammed Eşref
Muhammed Derviş
Muhammed Said (Bu zat birinci dünya savaşında şehit düşmüştür)
Seyda kendisinden daha sonra bu tarikatı aliyeyi devam ettirecek 19 tane halife bıraktı Bunlar:
Bizim silsilemizin Seydai Taği'den sonra en büyüğü ve ilimde zamanın bir tanesi Şeyh Fethullahi Verkanisi (KS)
Molla Reşidi Norşini (KS)
Molla Abdullahi Norşİni (KS)
Şeyh Abdulkahhari Zokaydi (KS)
Şeyh Abdulkadiri Hezani (KS) (Lice'nin nahiyesi)
Seyyid İbrahimi Siirti (KS)
Şeyh Abdülhakimi Fersati (KS)
Molla İbrahimi Neyniki (KS) (Bulanık'ın köyü)
Şeyh Tahiri Abiri (KS)
Molla Abdulhadiyi Çerçaği (KS)
Molla Abdullahi Horosi (KS) (Hizan'ın Köyü)
Molla Mustafai Katib (KS) (Seyda'nın katibidir)
Hacı Süleymani Bitlisi (KS)
Hacı Yusufi Bitlisi (KS)
Molla İbrahimi Çokreşi (KS)
Şeyh Halidi Çokreşi (KS) (15 ve 16 nolu zatlar kardeştir)
Molla Ahmedi Taşkesen (KS)
Muhammed Sami (KS) (Hocai Erzincani)
Molla Yusufi Şaşani (KS)
Kutsal hilyeleri: Seyda kısa boylu, esmer ve gür sakallı idi
Alıntı *
 
Abdurrahman Tagi, asıl adıyla Seydai Taği olarak da bilinen bir dini lider ve tarikat şeyhidir. Siirt'in Şirvan ilçesinden olan Abdurrahman Tagi, Hizani Gavsı Seyyid Sıbgatullahi Arvasi'nin müridi olan Molla Mahmud'un oğludur. Hicri 1249 yılında doğmuş ve ömrünün büyük bir kısmını Tağ köyünde geçirmiştir. Daha sonra Norşin'e yerleşen Abdurrahman Tagi, burada hayata veda etmiştir.

Abdurrahman Tagi, önceleri Sipikan aşiretinden Molla Resuli Sipiki ve Molla Abdurrahmanı Melekendi'nin yanında eğitim almıştır. Kadiri tarikatına intisap etmiş ve Şeyh Abdulbariyi Çilçaki gibi Kadiri şeyhlerinden ders almıştır.

Bir ilginç anekdot ise Abdurrahman Tagi'nin Gavsi Hizani'nin sofu Süleyman Efendi ile olan ilişkisidir. Seyda'nın merakı sayesinde Gavsi Hizani'yi görmek için yola çıkması ve sonrasında bu ziyaretin hayatında dönüm noktası olması dikkat çekicidir.

Abdurrahman Tagi'nin dindar ve ilmi kişiliğiyle tanınmıştır. Mürid yetiştirmeye önem vermiş, gündelik hayatta da prensiplerinden taviz vermemiştir. Örnek olarak, misafirlerin ihtiyaçlarını karşılamak için değirmen yaptırmış ancak başkasının işine zarar vereceği için yıktırmıştır.

Seydai Taği'nin kerametlerine ve ilmi yönüne de sıklıkla vurgu yapılmıştır. Birçok kerameti bulunmasına rağmen, insanları rahatsız etmemeye ve dini doğruları yaymaya özen göstermiştir. Ayrıca, ilmi ve tarikat yönünden önemli hale gelmiş, kendisinden sonra birçok halife yetiştirmiştir.

Abdurrahman Tagi'nin vefat ettiği Norşin'de gömüldüğü ve 5 kız, 6 erkek olmak üzere toplam 11 evlat bıraktığı belirtilmektedir. Seyda'nın tarikatına devam edecek 19 halife yetiştirdiği ve kutsal hilyelerinin de kısa boylu, esmer ve gür sakallı olduğu bilgiler arasındadır.
 
Geri
Üst