Hoş Geldin!

Bize kaydolarak topluluğumuzun diğer üyeleriyle tartışabilir, paylaşabilir ve özel mesaj gönderebilirsiniz.

Şimdi Kaydolun!

Abdurrahman tafsunci

SoruCevap

Yeni Üye
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
350.999
Çözümler
1
Tepkime puanı
17
Puan
308
Yaş
36
ABDURRAHMAN TAFSUNCÎ

MeşhUr velilerden Kunyesi EbU Muhammed'dir TafsUnc veya TagsUnc denilen yerde yerleştiği icin Tafsunci nisbesi ile meşhur oldu TafsUnc Bağdad'a bağlı ve Dicle kıyısında bir beldenin adıdır Doğumu ve nesebi hakkında kaynaklarda bilgi yoktur Abdulkadir Geylani hazretlerinin talebesidir 1115 (H550) senesinden once hocası Abdulkadir Geylani'nin sağlığında vefat etti KabriTafsUnc'da olup ziyaret yeridir

Abdurrahman TafsUnci, evliyanın buyuklerinden olup, ariflerin gozbebeği, evliyanın baştacı, yuksek ve kıymetli hallerin sahibi, kerametleri acık ve tasarrufu kuvvetli bir zattı Yuksekce bir kursinin uzerine cıkıp, din ve hakikat ilimlerini anlatırdı İslamiyetin emir ve yasaklarını bildirir, evliyalığın yuksek hallerini haber verirdi Onun meclisi, alim ve veliler ile dolup taşardı Kendisi, alimlere has bir elbise giyerdi Katıra binip belde, belde dolaşırdı TafsUnc'da bazı salih kimseler, ResUlullah efendimizi ruyalarında gorup, onun halinden sual ettiklerinde; O, mukaddes alem hakkında haber verenlerdendirbuyurdu Allahu tealanın katındaki derecesi cok yuksek olan Abdurrahman TafsUnci, himmet ve yardımı ile tasarrufu kuvvetli olup, dua ve muradı cabuk hasıl olanlardandı Gaipten haber verdikleri mutlaka ortaya cıkardı Gaibi, ileride olacakları ancak Allahu teala bilir Fakat Allahu tealanın Peygamberlere mUcize, evliyaya da keramet olarak gaipten bildirdikleri aynen zuhUr etmiştir Abdurrahman TafsUnci, boyle keramet sahibi bir veliydi

Bir gun bir adam ona gelip; Ey efendi! Benim, on bir seneden beri meyve vermeyen hurmalarım ve uc seneden beri yavrulamayan ineklerim var Bana dua edin Bunlardan başka hic malım yokdedi

Ona dua etti O seneden sonra hurmalar meyve verdi İnekler yavruladı Hatta o şahıs, insanlar icinde, hayvan surusu ve parası, incisi cok biri olarak tanındı Hayvanları, dillere destan olacak şekilde coğaldı

Abdurrahman TafsUnci'nin talebelerinden biri anlatır:

Hocam Irak sahralarının birinde bulunuyordu O esnada; Ey coldeki vahşi hayvanların, inlerinde tesbih ettiği Allah'ım! Seni, butun noksan sıfatlardan tenzih edip, uzak tutar, kemal sıfatlarla tesbih ederim!buyurdu ve hemen ne kadar vahşi hayvan varsa, yanına geldi, birlikte kendi dilleriyle tesbih etmeye başladılar Hatta oyle oldu ki, aslanlar, tavşanlarla ve ceylanlarla bir araya gelip karıştı İclerinden bazısı, surunerek onun ayaklarının dibine kadar geldi

Sonra; Ey yuce Allahım! Kuşların yuvalarında, seni tesbih ettiği gibi, ben de seni tesbih ediyor, butun noksanlıklardan tenzih ediyorum!dedi Başını yukarıya kaldırınca, her cinsten binlerce kuşun gelip başının ustunde gokyuzunu doldurduğunu gordum Her biri, kendince otuşuyor, seslerini alcaltıp yukseltiyorlardı Ona yaklaştılar ve sonunda başı uzerinde toplandılar

Sonra; Ey fırtınaların kendisini tesbih ettiği Allahım! Ben de seni tesbih ediyorum!der demez, hemen dort bir taraftan, ruzgarlar esmeğe başladı Ondan daha latif esen bir ruzgar gorulmedi

Sonra yine; Ey Allahım! Şu kocaman ve yuksek dağların, seni tesbih ettiği gibi, ben de seni tesbih ediyorum!dediğinde, o anda, uzerinde bulunduğu dağ sallandı ve ondan buyuk kayalar, Allah'ı zikrederek duşmeye başladılar

Oğlu, Şeyh EbU Hafs Omer anlatıyor:

Bir defasında, babam sefer niyeti ile evden dışarı cıktı Ayağını bineğine koyduğunda bu isteğinden vazgecip, eve girdi Kendisine vazgecmesinin sebebi sorulunca, buyurdu ki: Ey oğlum! Yeryuzunde ayağımın sığacağı, yani kalabileceğim daha hayırlı bir yer goremedim Onun icin boyle yapmaya mecbur kaldımdiye cevap verdi Sonra, olunceye kadar bir daha TafsUnc'dan dışarı cıkmadı

Bir gun adamın birisinin, ezan okunurken şiir soylediğini işitti Hemen ona, bundan vazgecmesini bildirdi Fakat o kişi, soz tutmadı Ona; Sus, ancak benim emrimle konuşacaksın Uc gun hic konuşma! Sonra, bu yaptığına tovbe edip istigfar et, yani bunun gunahından bağışlanmanı Rabbinden iste!dedi O da hic konuşamaz oldu Uc gun sonra ona; Abdest al!deyince, o da abdest aldı, tovbe etti ve konuşmaya başladı

Evliyanın buyuklerinden olan Abdurrahman TafsUnci; Ben, evliyanın arasında turna kuşu gibiyim O, kuşlar arasında boynu en uzun olanıdır Hangi talebemin bir sıkıntısı olursa, yardımına uzanırımbuyururdu Yuksek hal sahibi Şeyh Ebu'lHasan Ali elHini, onun boyle soylediğini işittiğinde, bu sozunden pek hoşlanmadı Elbisesini cıkarıp bazı şeyler soyledi Şeyh Abdurrahman bir muddet sustu Sonra talebelerine donup; Bu kimse, Allahu tealanın inayetine kavuşmuştur Bedenindeki kılları gibi, vucUdunun her zerresi, inayeti Rabbaniyeye erişmiş bir kuldurdedi ve ona elbisesini giymesini soyledi O da; Ben, uzerimden cıkardığım şeyi bir daha giymemdedi Şeyh Abdurrahman da bahceye dondu ve hanımına hitab ederek; Ey Fatıma! Bana giydiğim elbiseyi getirdiye seslendi Hanımı, bu sesi işitti ve elbise getirirken yolda karşılaştılar Hanımının getirdiği elbiseyi alıp ona verdi ve; Senin şeyhin kimdir?diye sordu O da; Benim şeyhim Abdulkadiri Geylani'dirdiye cevap verdi O ise; Ben, onun ismini, ancak bu yerde işitiyorum Halbuki ben, kırk seneden beri Hak kapısının eşiğini aşındırıyorum Onu ne girerken, ne de cıkarken asla gormedimdedi ve yanındaki talebelerinden bir grubuna donup buyurdu ki:

Bağdad'a gidip, Şeyh Abdulkadiri Geylani'ye varınız ve kendisine selamımı soyleyiniz! Ayrıca ona; Şeyh Abdurrahman, kırk senedir Hak kapısında imiş Sizi girerken ve cıkarken orada gormemiş!deyiniz

Şeyh Abdurrahman, bu sozleri soyleyip talebesini yola cıkarırken, Bağdad'da Abdulkadiri Geylani de, yanında bulunan MuzafferulCemal, Abdulhak elHarimi ve Osman esSarifini'ye buyurdu ki:

Sizler, hemen yola cıkınız! Yolda Şeyh Abdurrahmanı TafsUnci'nin talebelerine rastlayacaksınız Karşılaştığınızda, onları geri cevirin ve beraberce, doğru Şeyh Abdurrahmanı TafsUnci'ye varıp, ona şoyle deyiniz: Şeyh Abdulkadir'in size selamı var Hak kapısının derekelerinde, eşiklerinde olan kişi, Abdulkadir'de olanı goremez deyin Ben oraya sır kapısından girip cıktığım icin, beni kimse gorememektedir Ben oraya, bazı işaretlerle girip cıkarım Filanca zamanda, filan elbiseyi giymiştin Sana onu giydiren bendim O elbise, Rıza elbisesidir Filanca gece de, bir işaretle teşrif cıkışı yapmıştın İşte, fetih teşrifi olan o da benim elimden gecmiştir Hak kapısının derekelerinde, on ikibin velinin huzUrunda İhlas sUresi tarzında olan yeşil velayet elbisesini sana giydirirlerken, soyle bakalım bu da benim elimden gecmemiş miydi?

Onlar, bu emri alıp, yarı yolda karşılaştıkları talebeleri ile Şeyh Abdurrahman'ın huzUruna gelerek, Şeyh Abdulkadiri Geylani hazretlerinin sozlerini tam tamına anlattılar O da;

Şeyh Abdulkadir, doğru soylemiştir Evliyalıkta vaktin sultanı ve tasarruf sahibi, şuphesiz odur! demek sUretiyle onun buyukluğunu tasdik etti ve ona bağlandı

Bir gun Cuma namazını kılmak icin evinden cıkmıştı Katırına binmek icin ayağını uzengiye koydu Sonra tekrar vazgecti Bir muddet bekleyip, bindi Nicin boyle yaptığı kendisine sorulduğunda; O anda, Bağdad'da, Şeyh Seyyid Abdulkadiri Geylani de katırına binmek istiyordu Ben, once binerek onun onune gecmek istemedimcevabını verdi

Abdurrahman TafsUnci'nin vefatı yaklaştığı zaman, oğlu, kendisine vasiyette bulunmasını istedi O da; Ey oğlum! Sana şoyle vasiyet ederim ki, Şeyh Abdulkadiri Geylani'ye her zaman saygı ve hurmetini muhafaza edip, emirleri uzere hareket et Hizmetinden ayrılma!

Babası vefat edince, oğlu, Şeyh Abdulkadiri Geylani hazretlerinin yanına geldi Şeyh hazretleri, ona ikramda bulunarak hırkasını giydirdi Sonra da oz kızı ile onu evlendirdi Artık o, hep alimlere mahsus bu elbiseyi giyerdi

Abdurrahman TafsUnci'nin (raleyh) her sozu hikmetlerle doludur Okuyup dinleyene feyz ve ilahi bolluk verir Buyurdu ki:

Nefsinin ayıplarını, kusurlarını gormeyen kimse, azıp doğru yoldan ayrılır

Dunyada haram, gunah olan işlerle meşgUl olan kimseler, herkesin yanında zelil olur, aşağılanır

İlimlerin en faydalısı, kulluk vazifesi ile ilgili hukumleri oğrenmektir Ve yine ilimlerin en yukseği tevhid ilmi olup, Allahu tealanın zatına ve sıfatlarına ait bilgileri oğrenmektir

Dinde farz ve vacib olan emirler yerine getirilince, tevazu sahibi olmakla beraber, kahramanlık gostermenin bir zararı olmaz Sunnet, nafile olan bir amel ve taleb edilen bir ilim, kibir ile beraber hicbir fayda vermez
 
Geri
Üst