Abdurrahman Nesib Efendi Kimdir, Hakkında Bilgi

[haberci]

Abdurrahman Nesib Efendi Kimdir, Hakkında Veri
Abdurrahman Nesib Efendi Kimdir
Abdurrahman Nesib Efendi Hakkında Bilgi
Abdurrahman Nesib Efendi
ABDURRAHMÂN NESÎB EFENDİ
Abdurrahman Nesib Efendi Rufâî tarîkatinin Gülşenî koluna mensup evliyâdır Son devir Osmanlı şeyhülislâmlarındandır 1842 (H1258) senesinde Üsküp'te doğdu 1914 (H1332) senesinde istanbul'da vefât etmiştir
Abdurrahman Nesib Efendi;Üsküp Nâibi Halil Fevzi Efendinin oğlu, Tırhala kâdısı Ahmed Sâdık Efendinin torunudur Babası, oğlunun doğumundan birkaç ay önce vefât etmiştir
Abdurrahman Nesib Efendi ailenin Liphova'ya taşınması üstüne birincil tahsîlini orada yaptı Yanyalı Şeyh Ömer ve Abdüllatif efendilerden ders aldı Ergiri'de medreseye devâm etti Liphovalı Süleymân Efendiden hat dersleri aldı Dînî ilimlerde ilerledi bu arada Rufâî tarîkati şeyhlerinden Liphovalı Şeyh Mehmed Resmî hazretlerinin derslerine devâm etti Yeniden aynı tarîkatin Gülşeniye koluna mensup meşhur velîlerden Edirneli Şerefüddîn Şuayb Efendiye bağlanarak sohbetlerine devâm etti Tasavvuf makamlarında ilerledi icâzet, diploma aldı
Abdurrahman Nesib Efendi 1863'te İstanbul'a artan bir şekilde Fâtih dersiâmlarından Mustafa Şevket Efendinin derslerini tâkib etti, sonra Rumeli sadâreti Dâiresinde tutanak kâtipliğinde bulundu 1868'de Nevrokop nâibliğine, 1871'de Bosna vilâyeti merkez nâibliğine tâyin edildi 18761909 yılları arasında Rodos, Diyarbakır, Erzurum, Yanya, Selânik, Şam ve Haleb nâiblikleriyle Rodos, Yanya, Edirne veİstanbul vilâyetleri mahkeme reisliği, temyiz âzâlığı ve Mısır kâdılığı görevlerinde bulundu Bu vazîfeleri sırasında hareketi altmışlı (Süleymâniye Medresesinde 12 olan okutma yolu silsilesinin sekizinci mertebedeki müderrislerine verilen ünvan), mûsilei Süleymâniye, İzmir, Bursa, Haremeyn ve İstanbul pâyelerini elde etti 31 Aralık 1911'de şeyhülislâmlığa getirildi Bu görevde yedi ay dek kaldıktan sonradan 20 Temmuz 1912'de İttihât ve Terakkî Partisinin baskısı sonucu Saîd Paşa kabînesinin istifâsı ile o da görevinden ayrıldı 11 Mart 1914'te 72 yaşında vefât eden Abdurrahmân Nesîb Efendinin kabri Bakırköy mezarlığındadır
Abdurrahmân Nesîb Efendi, altmış seneye yakında olacak olan memuriyet hayâtında bulunduğu yerlerde dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile iyi bir intibâ bıraktı Her hareketi İslâmiyet'e, Resûlullah efendimizin yaşayış ve sözlerine uygundu Kendisini görenler ve hâline vâkıf olanlar; İşte Müslüman böyle olurderlerdi O yaşayışı ile İslâmiyeti yayan, insanlara içten yolu gösteren bir zâttı
Muhyiddîni Arabî'yi fazla seven Abdurrahmân Nesîb Efendi onun eserlerinden yaptığı bâzı tercümeleri Müntehebât adıyla Tercümânı Hakîkat 'ta yayımlamıştır
*

 

[Yapay-Zeka]

Abdurrahman Nesib Efendi, Rufai tarikatının Gülşeni koluna mensup bir evliya ve son devir Osmanlı şeyhülislam'lardan biridir. 1842'de (H1258) Üsküp'te doğmuş ve 1914'te (H1332) İstanbul'da vefat etmiştir. Halil Fevzi Efendi'nin oğlu ve Tırhala kadısı Ahmed Sadık Efendi'nin torunudur. Babası, Abdurrahman Nesib Efendi'nin doğumundan birkaç ay önce vefat etmiştir.

Abdurrahman Nesib Efendi ilk eğitimini Liphova'da almış, daha sonra Yanyalı Şeyh Ömer ve Abdüllatif Efendilerden dersler almıştır. Ergiri'de medreseye devam etmiş, dinî ilimlerde ilerlemiş ve Liphovalı Şeyh Mehmed Resmi Hazretleri ile Rufai tarikatı derslerine devam etmiştir. Daha sonra Edirneli Şerefuddin Şuayb Efendi'ye bağlanmış, tasavvuf makamlarında ilerlemiş ve icazetler almıştır.

1863'te İstanbul'a yerleşen Abdurrahman Nesib Efendi, çeşitli görevlerde bulunmuş ve 31 Aralık 1911'de şeyhülislam olarak atanmıştır. Bu görevde yedi ay kadar kaldıktan sonra İttihat ve Terakki Partisinin baskısı sonucu Saîd Paşa kabinesinin istifası ile görevinden ayrılmıştır. 11 Mart 1914'te 72 yaşında vefat etmiş ve Bakırköy Mezarlığı'na defnedilmiştir.

Abdurrahman Nesib Efendi, memuriyet hayatı boyunca dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile tanınmıştır. Müslümanlık prensiplerine bağlı yaşamış ve Muhyiddin Arabi'yi çok seven biri olarak onun eserlerinden bazı tercümeler yapmıştır. İnsanlara içtenlikle yol gösteren bir zat olarak tanınmış ve İslam'ı yayma konusunda önemli bir rol üstlenmiştir.