SoruCevap
Yeni Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2024
- Mesajlar
- 350.999
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 17
- Puan
- 308
- Yaş
- 36
- Konu Yazar
- #1
ABDURRAHMAN MAĞRİBÎ
Buyuk velilerden İsmi Abdurrahman bin Ahmed bin Muhammed bin Abdurrahman bin Ahmed elİdrisi'dir Hazreti Hasan soyundan olup, şeriflerdendir 1614 (H1023) senesinde Mağrib (Fas) beldelerinden MiknasetuzZeytun denilen yerde doğdu Zamanının teki ve evliyanın secilmişlerinden idi 1674 (H1085) senesi Zilkade ayının on yedinci gunu vefat etti Vasiyeti uzerine Bender'de Seyyid Salim dergahına defnedildi
Abdurrahman Mağribi kucuk yaşta ilim tahsiline başladı Bulunduğu yerdeki alimlerden okudu Evliyanın sohbetlerinde kemale geldi, olgunlaştı Kerametleri goruldu İsmi her yere yayıldı Mısır, Şam, Anadolu da dahil pekcok yeri gezip dolaştı Anadolu'ya gelişinde alimlere buyuk onem veren Sultan dorduncu Murad Han ile goruştu 1633 senesinde hacca gitti Mekkei mukerremede mucavir olup orada bir muddet ikamet etti
Talebelerinden olan Şeyh Mustafa bin Fethullah anlatır:
Mekkei mukerremede iken bir gun, Şeyh Huseyin bin Muhammed ile birlikte Abdurrahman Mağribi'nin evine gittik Tasavvuf ehli hakkında hic bilgim yoktu HuzUruna girince bana; Tasavvuf buyukleri hakkında ne dersin?diye sordu Ben de bilgim olmadığı icin sukUt ettim O zaman Abdurrahman Mağribi; İmamı Gazali hazretleri ustun olup İhya'sı cok kıymetlidir Muhyiddin Arabi'ye duşman olma Tasavvuf ehlini sev, onların kitaplarını okubuyurdu Sozleri kalbimde hemen yer etti O andan itibaren kalbim velilerin sevgisi ile doldu ve Allahu tealadan beni onlarla haşretmesini diledim Abdurrahman Mağribi; La ilahe illallah Muhammedun ResUlullahkelimei tayyibesini cok okumamı soyledi ve bana cok dua etti
Abdurrahman Mağribi birkac sevdiği ile birlikte Yemen'e gitti Yolda kerametleri goruldu Talebelerinden Seyyid Omer bin Salim anlatır:
Abdurrahman Mağribi, birkac sevdiği yanında olduğu halde bir gemi ile Yemen'e gidiyorlardı Yolda fırtına cıktı ve deniz kabardı Gemi nerede ise batacaktı Beraberindekiler ona; Efendim icinde bulunduğumuz durumu goruyorsunuz Dua buyurun da bu tehlikeden kurtulalımdediler O da; Ey Deniz! Allahu tealanın izni ile sakin ol!buyurdu Hemen fırtına dinip deniz sakinleşti O zaman da; Ruzgar olmadan gemi gitmezdediler O da; Allahu teala ruzgar gonderirbuyurdu Sonra hoş bir ruzgar esti Gemi de selametle yerine ulaştı
Abdurrahman Mağribi hazretleri Yemen'deki alim ve velilerle goruştu Seyyid Abdurrahman bin Akil, Yemen'de sohbet ettiği buyuklerden idi
Mağribi hazretleri Yemen donuşu Mekkei mukerremede ders ve sohbet meclisi kurdu İlim ve edeb oğretti Cok comert idi Verdiği ziyafetlere herkesi cağırırdı Şohreti her yere yayıldı
Hindistan, Şam, Mısır ve başka yerlerden kendisine gonderilen hediyeleri fakirlere dağıtırdı Herkesten sevgi ve itibar gorurdu Borclu bir kimse kendisine gelip yardım istediğinde, elinden tutup, borcunu oderdi
Mağribi'nin sohbeti cok tatlı idi Bir kimse onun meclisinde bulunsa, ayrılmak istemezdi Herkese iyilik ederdi Alimleri cok sever, onlara izzet ve ikramlarda bulunurdu Fakirlere cok yardım ederdi Haliyle, sozleriyle insanları Allahu tealanın dinine cağırırdı Kış ve yaz giydiği tek elbisesi vardı HuzUruna gelenleri hayırlı işlere teşvik eder, Kur'anı kerim, Peygamber efendimize salevat ve cok istigfar okumalarını tenbih ederdi Tasavvuf yolunu, bu yolun buyuklerini, onların sozlerini ve hallerini sevmeyi bildirirdi Bilhassa ŞeyhulEkber Muhyiddini Arabi'ye rahmetullahi aleyh cok hurmet ve tazim eder ve ona saygıyı emrederdi
Abdurrahman Mağribi Bendermeha şehrinde idi Sevdiği iki kişi gelip, Hindistan'a gitmek istediklerini soyleyerek dua istediler O da birisine; Senin deniz yolculuğun cok meşakkatli gecer Neticede selamettesinbuyurdu Aynen oyle oldu Diğerine de; Hindistan'da beni gorursun fakat konuşman nasib olmazbuyurdu O da Hindistan'ın saltanat şehri olan Cihanabad'a geldi Bir gun evinin onunde otururken, karşısında siyah bir elbise icinde Abdurrahman Mağribi'yi gordu Dikkatlice bakınca hemen tanıdı Oradakilere gosterip; Bu zat Abdurrahman Mağribi'dirdedi Elini opmek icin ilerledi Fakat hocasının kendisine soylediği sozu hatırladı ve durakladı Sonra da kendisini bir hal kaplayıp kendinden gecti Kendine geldiğinde hocasını bulamadı
O, ALLAHU TEALANIN SEVGİLİ KULUDUR
Seyyid Omer anlatır:
Abdurrahman Mağribi, Şeyh Ahmed bin Alvan'ın kabrini ziyaret etmek istedi O gece İbni Alvan, ruyada hizmetcisine; Yarın şu şu vasıfta bir zat gelecek Ona ziyafet hazırla, hurmet ve hizmette kusUr etme Zira o Allahu tealanın sevgili kullarındandırbuyurdu Hizmetci sabahleyin hocasının buyurduğu hazırlığı yaptı Ziyaretciyi beklemeye başladı Fakat gelen olmadı Merakla ve bulurum umidiyle şehrin dışına cıktı Kimseye de rastlamadı Bir haber elde edemeden geri dondu Uzgun bir vaziyette hocasının turbesine gitti Orada hocasının tarif ettiği zatı gordu Halbuki turbenin kapısı kilitli idi Hemen yanına gidip, ellerinden optu ve hocasının ruyada kendisine verdiği vazifeyi anlattı Abdurrahman Mağribi'yi alıp evine goturdu Ziyafet verdi İzzet ve ikramda bulundu
Buyuk velilerden İsmi Abdurrahman bin Ahmed bin Muhammed bin Abdurrahman bin Ahmed elİdrisi'dir Hazreti Hasan soyundan olup, şeriflerdendir 1614 (H1023) senesinde Mağrib (Fas) beldelerinden MiknasetuzZeytun denilen yerde doğdu Zamanının teki ve evliyanın secilmişlerinden idi 1674 (H1085) senesi Zilkade ayının on yedinci gunu vefat etti Vasiyeti uzerine Bender'de Seyyid Salim dergahına defnedildi
Abdurrahman Mağribi kucuk yaşta ilim tahsiline başladı Bulunduğu yerdeki alimlerden okudu Evliyanın sohbetlerinde kemale geldi, olgunlaştı Kerametleri goruldu İsmi her yere yayıldı Mısır, Şam, Anadolu da dahil pekcok yeri gezip dolaştı Anadolu'ya gelişinde alimlere buyuk onem veren Sultan dorduncu Murad Han ile goruştu 1633 senesinde hacca gitti Mekkei mukerremede mucavir olup orada bir muddet ikamet etti
Talebelerinden olan Şeyh Mustafa bin Fethullah anlatır:
Mekkei mukerremede iken bir gun, Şeyh Huseyin bin Muhammed ile birlikte Abdurrahman Mağribi'nin evine gittik Tasavvuf ehli hakkında hic bilgim yoktu HuzUruna girince bana; Tasavvuf buyukleri hakkında ne dersin?diye sordu Ben de bilgim olmadığı icin sukUt ettim O zaman Abdurrahman Mağribi; İmamı Gazali hazretleri ustun olup İhya'sı cok kıymetlidir Muhyiddin Arabi'ye duşman olma Tasavvuf ehlini sev, onların kitaplarını okubuyurdu Sozleri kalbimde hemen yer etti O andan itibaren kalbim velilerin sevgisi ile doldu ve Allahu tealadan beni onlarla haşretmesini diledim Abdurrahman Mağribi; La ilahe illallah Muhammedun ResUlullahkelimei tayyibesini cok okumamı soyledi ve bana cok dua etti
Abdurrahman Mağribi birkac sevdiği ile birlikte Yemen'e gitti Yolda kerametleri goruldu Talebelerinden Seyyid Omer bin Salim anlatır:
Abdurrahman Mağribi, birkac sevdiği yanında olduğu halde bir gemi ile Yemen'e gidiyorlardı Yolda fırtına cıktı ve deniz kabardı Gemi nerede ise batacaktı Beraberindekiler ona; Efendim icinde bulunduğumuz durumu goruyorsunuz Dua buyurun da bu tehlikeden kurtulalımdediler O da; Ey Deniz! Allahu tealanın izni ile sakin ol!buyurdu Hemen fırtına dinip deniz sakinleşti O zaman da; Ruzgar olmadan gemi gitmezdediler O da; Allahu teala ruzgar gonderirbuyurdu Sonra hoş bir ruzgar esti Gemi de selametle yerine ulaştı
Abdurrahman Mağribi hazretleri Yemen'deki alim ve velilerle goruştu Seyyid Abdurrahman bin Akil, Yemen'de sohbet ettiği buyuklerden idi
Mağribi hazretleri Yemen donuşu Mekkei mukerremede ders ve sohbet meclisi kurdu İlim ve edeb oğretti Cok comert idi Verdiği ziyafetlere herkesi cağırırdı Şohreti her yere yayıldı
Hindistan, Şam, Mısır ve başka yerlerden kendisine gonderilen hediyeleri fakirlere dağıtırdı Herkesten sevgi ve itibar gorurdu Borclu bir kimse kendisine gelip yardım istediğinde, elinden tutup, borcunu oderdi
Mağribi'nin sohbeti cok tatlı idi Bir kimse onun meclisinde bulunsa, ayrılmak istemezdi Herkese iyilik ederdi Alimleri cok sever, onlara izzet ve ikramlarda bulunurdu Fakirlere cok yardım ederdi Haliyle, sozleriyle insanları Allahu tealanın dinine cağırırdı Kış ve yaz giydiği tek elbisesi vardı HuzUruna gelenleri hayırlı işlere teşvik eder, Kur'anı kerim, Peygamber efendimize salevat ve cok istigfar okumalarını tenbih ederdi Tasavvuf yolunu, bu yolun buyuklerini, onların sozlerini ve hallerini sevmeyi bildirirdi Bilhassa ŞeyhulEkber Muhyiddini Arabi'ye rahmetullahi aleyh cok hurmet ve tazim eder ve ona saygıyı emrederdi
Abdurrahman Mağribi Bendermeha şehrinde idi Sevdiği iki kişi gelip, Hindistan'a gitmek istediklerini soyleyerek dua istediler O da birisine; Senin deniz yolculuğun cok meşakkatli gecer Neticede selamettesinbuyurdu Aynen oyle oldu Diğerine de; Hindistan'da beni gorursun fakat konuşman nasib olmazbuyurdu O da Hindistan'ın saltanat şehri olan Cihanabad'a geldi Bir gun evinin onunde otururken, karşısında siyah bir elbise icinde Abdurrahman Mağribi'yi gordu Dikkatlice bakınca hemen tanıdı Oradakilere gosterip; Bu zat Abdurrahman Mağribi'dirdedi Elini opmek icin ilerledi Fakat hocasının kendisine soylediği sozu hatırladı ve durakladı Sonra da kendisini bir hal kaplayıp kendinden gecti Kendine geldiğinde hocasını bulamadı
O, ALLAHU TEALANIN SEVGİLİ KULUDUR
Seyyid Omer anlatır:
Abdurrahman Mağribi, Şeyh Ahmed bin Alvan'ın kabrini ziyaret etmek istedi O gece İbni Alvan, ruyada hizmetcisine; Yarın şu şu vasıfta bir zat gelecek Ona ziyafet hazırla, hurmet ve hizmette kusUr etme Zira o Allahu tealanın sevgili kullarındandırbuyurdu Hizmetci sabahleyin hocasının buyurduğu hazırlığı yaptı Ziyaretciyi beklemeye başladı Fakat gelen olmadı Merakla ve bulurum umidiyle şehrin dışına cıktı Kimseye de rastlamadı Bir haber elde edemeden geri dondu Uzgun bir vaziyette hocasının turbesine gitti Orada hocasının tarif ettiği zatı gordu Halbuki turbenin kapısı kilitli idi Hemen yanına gidip, ellerinden optu ve hocasının ruyada kendisine verdiği vazifeyi anlattı Abdurrahman Mağribi'yi alıp evine goturdu Ziyafet verdi İzzet ve ikramda bulundu