Hoş Geldin!

Bize kaydolarak topluluğumuzun diğer üyeleriyle tartışabilir, paylaşabilir ve özel mesaj gönderebilirsiniz.

Şimdi Kaydolun!

Abdullah Çatlı

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Admin

Yönetici
Site Sorumlusu
Katılım
17 Ocak 2024
Mesajlar
265.238
Çözümler
4
Tepkime puanı
1
Puan
38
Abdullah Çatlı Biyografisi
Abdullah Çatlı, 1 Haziran 1956 tarihinde Nevşehir’de doğmuştur. Annesinin adı Remziye, babasının adı Ahmet’dir. Zeki Çatlı adında kardeşi vardır. 1977 yılında Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı oldu. 25 Mayıs 1978 tarihinde Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcılığı’na seçildi. O sırada Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu idi.
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bedrettin Cömert‘in 11 Temmuz 1978 tarihinde öldürülmesinin faili olarak 23 Ağustos 1978’de Sakarya ilinde yakalandı ve gözaltına alındı. Daha sonra serbest bırakıldı. Ankara polisi tarafından tekrar gözaltına alınan Çatlı, tekrar serbest bırakıldı. Ayrıca 9 Ekim 1978 tarihinde Ankara Bahçelievler’de 7 TİP‘linin öldürülmesi olayının planlayıcısı ve baş sorumlusu olduğu iddia edildi. Bu olayın sorumlusu olarak 4 yıl, 4 ay sonra 1982 yılında tutuklanma kararı çıktı. Çatlı, daha sonra İstanbul‘a yerleşerek Hasan Kurtoğlu sahte kimliğiyle yaşadı ve birçok eyleme karıştı.
Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca‘nın Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırılması olayının organizasyonunda yer aldığı, Ağca’yı evinde sakladığı ileri sürüldü.
Abdullah Çatlı, 1980 yılında 12 Eylül Darbesi‘nden sonraki aylarda Nevşehir Emniyet Müdürlüğü’nden sağladığı sahte pasaportla yurtdışına çıktı. Bulgaristan, Viyana ve İsviçre‘de kaldı. 22 Şubat 1982’de, İsviçre‘de Mehmet Saral adına düzenlenmiş pasaport ile yakalandı, ancak serbest bırakıldı. 13 Mayıs 1981’de Mehmet Ali Ağca tarafından gerçekleştirilen Papa II. Jean Paul suikastının düzenleyicileri arasında yer aldığı öne sürüldü.
9 Eylül 1982’de İtalyan kökenli kontra lideri Stafane Deele Chiaie ile birlikte Amerika’da yapılan Dünya Anti Komünistler Birliği toplantısına katıldı iddia edildi.
Abdullah Çatlı, 1983 yılında MİT ile ilişkili olarak ASALA‘ya karşı yapılan 5 eylemde kullanıldığı MİT resmi belgelerinde yer aldı. MİT’in resmi belgelerinde, 22 Ekim 1983’te Paris‘te MİT’le temasa geçtiği ve ASALA’ya karşı beş ayrı eylemde yer aldıktan sonra 24 Ekim 1984’te uyuşturucuyla yakalandığı gerekçesiyle ilişkisinin kesildiği yer aldı.
22 Ekim 1984’de Paris‘te yakalandığında üzerinde Hasan Kurtoğlu adına düzenlenmiş bir pasaport ve 450 gram eroin çıktı. Abdullah Çatlı, Fransa‘da 4.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu dönemde Türkiye‘nin iade talebi, idamla yargılandığı gerekçesiyle Fransa tarafından reddedildi. 16 Eylül 1985’de Papa Suikasti davasında tanık olarak konuştu. Oral Çelik‘in suikast ile ilgisi olmadığını, Mehmet Ali Ağca‘nın Bulgar ajanı olabileceğini iddia etti. Çatlı, kısa bir süre sonra Fransa tarafından Uyuşturucu bulundurmak suçuyla 7 yıl ceza aldığı İsviçre‘ye iade edildi. 21 Mart 1990‘da Bostadel Cezaevi’nden kaçtı.
1993 yılında Türkiye‘ye geldi, üzerinde taşıdığı Şahin Ekli adına düzenlenmiş pasaport ile Yeşilköy havaalanında gözaltına alındı ve aynı tarihte serbest bırakıldı. Yeşilköy havaalanında alınan parmak izleri yıllar sonra Ömer Lütfü Topal’ı öldüren otomatik silahlardan birinin şarjöründe de bulundu. Çatlı’nın 26 Nisan 1996’da Ömer Lütfü Topal ile aynı uçakta Kıbrıs’a gittiği ve aynı otelde kaldıktan sonra 1 Mayıs 1996’da geri döndüğü de kayıtlardan ortaya çıktı.
3 Ekim 1994 tarihinde İstanbul‘da yabancı plakalı kaçak durumdaki araç ile yakalandı ve Mehmet Özbey kimliğiyle çıkarıldığı savcılık tarafından kayden işlem yapılarak serbest bırakıldı. Abdullah Çatlı’nın Mehmet Özbay sahte kimliğiyle Baysa İnşaat, GSC Tekstil Ürünleri, Limon Lokantacılık, Japet Et Mamülleri, Sultan Tekstil ve Gülden Tekstil adlarında altı şirkette ortaklığı olduğu ortaya çıktı.
Çatlı; Mehmet Özbay, Mehmet Özbey, Abdullah Çatalı, Abdullah Çaltı, Mehmet Saral, Hasan Dağarslan, Hasan Kurtoğlu ve Şahin Ekli sahte isimlerini kullanıyordu.
Abdullah Çatlı, 1974 yılında Meral Aydoğan ile evlendi. Gökçen Çatlı ve Selcen Çatlı adlarında iki çocuğu vardır.
Abdullah Çatlı, 3 Kasım 1996 tarihinde Susurluk yakınlarında olan bir trafik kazasında ölmüştür. DYP Milletvekili Sedat Bucak, polis şefi Hüseyin Kocadağ ve sevgilisi Gonca Us’un da içinde bulunduğu bir arabada öldü. Kazada sadece Milletvekili Sedat Bucak yaralı olarak kurtuldu.
Çatlı’nın üzerinden dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar‘ın imzasının bulunduğu silah taşıma belgesi ve yeşil pasaport çıktı. Çatlı’nın otopsi raporunda ölmeden önce kokain kullandığı belirlendi.
5 Kasım 1996’da Nevşehir‘de yapılan cenaze törenine, 4500 kişilik bir topluluk katıldı. Türk bayrağına sarılı tabutu Necdet Ersan Mezarlığına defnedildi.
Hakkındaki kitaplar : Babam Çatlı (Gökçen Çatlı) Reisim Çatlı (Bozkurtların Kanunu) (Ahmet Haldun Terzioğlu) Bir Vatan İki Reis (Çınar Özkan) Çatlı Reis (Çınar Özkan) Reis (Çınar Özkan) Reis Gladio’nun Türk Tetikçisi (Doğan Yurdakul, Soner Yalçın) Derin Abiler (Necdet Pekmezci) 5-6-2 Tamam Değil Reis (Ben de Vardım) (Necdet Pekmezci) Abdullah Çatlı Kimdir? (Hakan Türk) Teşkilat-ı Mahsusa’dan MİT’e Susurluk Dosyası (Cemal Anadol)
İddialar: Tansu Çiller‘in başbakanlığı döneminde PKK‘nın finansörü olarak görülen işadamlarına yönelik operasyonlarda yer aldığı; 15 Mart 1995’de Azerbaycan‘da düzenlenen darbenin organizasyonunda yer aldığı; Tarık Ümit‘in kaçırılıp öldürülmesi olayını düzenlediği; ilişki içinde olduğu Özel Harekatçı Polisler ile birlikte Ömer Lütfü Topal cinayetini gerçekleştirdikleri; Mehmet Ali Yaprak’ı fidye almak için kaçırdığı iddia edilmektedir.
 
Abdullah Çatlı'nın hayatı oldukça olaylarla dolu ve çalkantılı bir şekilde ilerlemiştir. 1 Haziran 1956'da Nevşehir'de doğan Çatlı, genç yaşlardan itibaren sağcı politik yapılanmalarda aktif rol almıştır. Ülkü Ocakları ve Ülkücü Gençlik Derneği gibi örgütlerde yöneticilik yapmış, birçok suçlama ve iddia ile anılmıştır.

Çatlı'nın adı birçok suç ve suçlamayla anılmıştır, özellikle siyasi cinayetler, suikastlar, uyuşturucu ticareti gibi alanlarda adı geçmektedir. Özellikle Mehmet Ali Ağca'nın kaçırılması olayı, Papa II. Jean Paul suikasti ve ASALA'ya karşı yapılan eylemlerde rol aldığı iddiaları dikkat çekicidir.

Abdullah Çatlı'nın sürekli olarak sahte kimliklerle dolaştığı, farklı isimler altında işler çevirdiği ve birçok suç örgütlenmesinde yer aldığı belirtilmektedir. Ayrıca, devlet kurumlarıyla ilişkili olduğu ve çeşitli operasyonlarda yer aldığı iddiaları bulunmaktadır.

Son olarak, 3 Kasım 1996 tarihinde yaşadığı trafik kazasında hayatını kaybeden Abdullah Çatlı'nın ölümü de dolu dolu geçen hayatının son noktası olmuştur. Yapılan otopsi sonucunda kokain kullandığı tespit edilmiş ve cenaze törenine büyük bir katılım gerçekleşmiştir.

Abdullah Çatlı'nın hayatı ve faaliyetleri birçok kitaba konu olmuş, iddialar ve suçlamalar hakkında birçok spekülasyon yapılmıştır. Ancak, net bir şekilde söylenebilecek olan şey, Abdullah Çatlı'nın Türkiye tarihinin karanlık köşelerinde önemli bir figür olduğudur.
 
Geri
Üst