imagesabdullahbinomer5ad2cd122dc24
En cok hadis bilen sahabilerden: ABDULLAH BİN OMER
Abdullah bin Omer hazretleri, Eshabı kiramın buyuklerinden olup, dort buyuk halifeden Hz Omer’in oğludur İlk imana gelenlerdendir Babası iman ile şereflenince, o da kucuk yaşta Musluman oldu
Kucuk yaştan beri Peygamber efendimizle beraber bulundu Bunun icin Eshabı kiram icinde en cok hadisi şerif nakledenlerden oldu
Ayrıca, yaratılış olarak ustun hallere sahip olduğundan ve ResUlullahın hizmeti ile şereflenip, uzun zaman sohbetlerinde bulunduğundan, butun ilimlerde mahir oldu
Haram ve şuphelilerden sakınmakta, dunyaya duşkun olmamakta ornek durumdaydı Her işte cok araştırıcı, inceleyici ve dikkatliydi Cok comert olup, ikram etmeyi cok severdi Akşam yemeklerini, yalnız yediği hic vaki değildi Mutlaka misafir arar bulurdu
Bir gun Abdullah bin Omer hazretlerine, bin dirhem para ile kıymetli bir kaftan hediye getirilmişti Dostlarından birisi ertesi gun, onu, carşıda hayvanına veresiye yem alırken gorunce şaşırdı Evine gidip sordu:
Dun Abdullah bin Omer’e bin dirhem para ile kıymetli bir kaftan gelmemiş miydi?
Evet gelmişti
Fakat bugun onu veresiye alışveriş yaparken gordum
Doğrudur Hediyeleri aldığı gun, kaftanı omuzuna alıp, carşıya cıktı Donuşunde ne kaftan ne de paralar vardı İhtiyacı olanlara hepsini dağıtmış
Gencliğinde bir ru’ya gordu Ru’yasında ipek bir kumaş parcasının uzerine binerek ucuyor, Cennetteki istediği yerlere konuyordu Bu sırada birileri onu Cehenneme goturmek istedi
Hemen karşısına bir melek cıkıp, “Korkma! dedi Sonra alıp tekrar Cennete goturdu
Hz Hafsa, onun bu ru’yasını ResUlullaha anlatınca, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
Abdullah ne iyi insandır Keşke geceleri de namaz kılsa!
O zamandan sonra gece namazını hic bırakmadı
Allahtan başka kimseden korkmazdı Bir gun yolculuğa cıktı Yolda karşılarına bir aslan cıkınca, arkadaşları korkup ne yapacaklarını şaşırdılar O korkusuzca aslanın yanına yaklaşıp, kulağına dedi ki:
ResUlullahtan işittim “İnsanoğlu Allahtan başkasından korkmazsa, hicbir şeyi ona musallat etmez buyurdu Yoldan cekil de yolumuza devam edelim
Aslan sessizce oradan uzaklaştı
Acıkmayınca yemez, yediğinde de cok az yerdi Nitekim Irak’tan ziyaretine gelen bir dostu, kendisine hediye olarak bir ilac getirerek dedi ki:
Bu iyi bir ilactır Sana, Irak’tan getirdim
Bu ilac neye yarar?
Hazımsızlığa iyi gelir
O zaman, sen bu ilacı başkasına ver!
Nicin?
Cunku, ben omrumde hic karnım doyana kadar yemek yemedim Bundan sonra da yemiyeceğim icin bende hazımsızlık olmaz
Bir gun Abdullah bin Omer hazretlerinin devesi kayboldu Cok aradı, bulamadı “Alana helal olsun! deyip mescide girdi Sonra birisi gelip dedi ki:
Deven filan kimsede
Mescidden cıkıp giderken, hatırladı “Ben onu alana hediye etmiştim deyip tekrar mescide dondu
Peygamber efendimiz bir nasihatinde, Abdullah bin Omer hazretlerine buyurdu ki:
Allah icin sev, Allah icin darıl, Allah icin anlaş! Velilik mertebesine ancak boyle kavuşabilirsin! Bu minval uzere olmıyan kişi, namazı ve orucu cok olsa bile, imanın tadını alamaz
Ya Abdullah, sabaha cıktığın zaman akşam icin kendini kaygılandırma! Akşama cıktığın zaman sabah icin kendini kaygılandırma! Sağlığında hastalığın ve hayatında olum icin tedbir al!
Abdullah bin Omer hazretleri, haramdan cok korkardı Bunun icin, sık sık buyururdu ki:
Kambur oluncaya kadar namaz kılsanız ve kıl gibi oluncaya kadar oruc tutsanız, haramdan kacmadıkca bunların va’dedilen mukafatına kavuşamazsınız!
Birisi, Abdullah bin Omer hazretlerine, “Allah icin, seni cok seviyorum deyince buyurdu ki:
Ben de Allah icin, seni hic sevmiyorum Cunku sen, ezanı teganni ederek, şarkı soyler gibi okuyorsun
Tabiinin buyuklerinden Nafi’ buyurdu ki:
“Ben henuz cocuk iken Abdullah bin Omer ile beraber gidiyorduk Ney sesi işittik Hz Abdullah, kulaklarını parmakları ile kapadı Oradan hızla uzaklaştık Bir muddet sonra bana dedi ki:
Ney sesi daha işitiliyor mu?
Hayır işitilmiyor
Ancak ondan sonra parmaklarını kulaklarından ayırdı
ResUlullah efendimiz, Abdullah bin Omer’i cok severdi Nitekim bir gun Hz Abdullah, ResUlullahın huzUrlarına gelmişti ResUlullah efendimiz ona cok iltifat edip, (Kıyamet gunu herkesin beratı kurtuluş vesikası her işi olculdukten sonra verilir Abdullah’ın beratı ise, dunyada verilmiştir) buyurarak onu medh ve sena buyurdu Sebebi sorulduğunda buyurdu ki:
Kendisi vera’ ve takva sahibi olduğu gibi, dua ederken “Ya Rabbi! Benim vucUdumu, kıyamet gunu o kadar buyuk eyle ki, Cehennemi yalnız ben doldurayım Cehennemi insanla dolduracağım diye verdiğin sozun boylece yerine gelmiş olsun da, Muhammed aleyhisselamın ummetinden hic kimse Cehennemde yanmasın diyerek, din kardeşlerini kendi canından daha cok sevdiğini gostermiştir EbU Bekri Sıddik’ın da boyle dua ettiği Menakıbi cihar yarı guzin kitabında yazılıdır
Abdullah bin Omer hazretleri bir gun, birkac arkadaşı ile Medinei munevvere dışına cıkmışlardı Yemek vakti gelince sofra hazırladılar O sırada kole olan bir coban selam verdi Hz Abdullah cobanı yemeğe da’vet etti Coban oruclu olduğunu soyleyip sofraya oturmadı İbni Omer ona sordu:
Bu cok sıcak gunde hem koyunları otlatman, hem de oruc tutman nasıl oluyor?
Coban da cevap verdi:
Bu halde cok gunler oruc tuttum Abdullah bin Omer hazretleri, onu denemek icin dedi ki:
Koyunlarından birini satar mısın? Hem parasını, hem de iftar etmen icin etinden veririz?
Koyunlar efendimindir
Efendine kaybolduğunu soylersin
Bunun uzerine coban, tam bir teslimiyetle şoyle cevap verdi:
Allahu teala gorup biliyor
Abdullah bin Omer hazretleri, cobanın sozunu birkac defa tekrar etti Medine’ye donduklerinde, cobanın efendisine birisini gonderip, suruyu ve cobanı satın aldı Onu azad ederek, koyunları da ona hediye etti
Mekke’nin fethi sırasında, İbni Omer yirmibeş yaşlarında bulunuyordu Sur’atli koşan bir atı vardı Bu at uzerinde, elinde mızrağı olduğu halde cok heybetli idi ResUlullah efendimiz onun bu halini gorunce, “Abdullah! İşte Abdullah buyurarak mucahidliğini ovduler Musluman ordusu, buyuk bir ihtişamla Mekke’ye girdiği zaman, ResUli ekrem bir deve uzerinde olup, İbni Omer de yanında bulunuyordu
Mekke’nin fethinden sonra Abdullah bin Omer, Huneyn muharebesine katıldı Buyuk kahramanlıklar gosterdi
Ordu bir ara geri cekilmek uzere iken İbni Omer, ResUlullah efendimize yaklaşarak, dua istedi ve, “Zafer nasib olursa i’tikaf edeceğim diye arzetti ResUli ekrem onun bu arzUsu uzerine buyurdu ki:
Dilediğini yapar, adağını yerine getirirsin
Sonra zafer nasib oldu
Huneyn’den sonra Taif muhasarası oldu Bu muhasarada oncu kuvvetlerinden idi ResUlullahın duası ile fetih nasib oldu
MUte harbinde de bulundu Bu husUsla ilgili kendisi şoyle anlatır:
“ResUlullah efendimiz MUte gazasında Zeyd bin Harise’yi kumandan yapmış, “Eğer Zeyd şehid olursa, Ca’fer bin Ebi Talib, o da şehid olursa, Abdullah bin Revaha kumandanlık yapsın buyurmuştu
Ben de bu savaşta idim Ca’fer bin Ebi Talib’i harb meydanında aradık ve şehidler icerisinde bulduk VucUdunda doksandan fazla kılıc ve mızrak yarası vardı
İyilik etmesini, hayrı, sadakayı, kole azad etmeyi cok severdi İyi ve guzel huylu olup, kotulukten uzaktı Her işini ve her şeyini Allah icin yapardı Yuzuğunun taşında, “Abdullah bin Omer, Lillah ibaresi yazılı idi Abdullah bin Omer hazretleri buyurdu ki:
Muslumanlıkla şereflendikten sonra, en buyuk sevinc ve neş’em; gonlumun, herkesi peşinden koşturan birtakım istek ve arzUlara meyletmemiş olmasıdır
Hz EbU Bekir devrinde, Amr bin As komutasındaki orduda vazife aldı Ordu, Filistin toprağına girince, Amr bin As, Abdullah bin Omer’e bir sancak ve emrine bin suvari verdi
Birlik, Amr bin As’ın emri uzerine hareket etti Sabaha kadar yuruduler Bu sırada, kalabalık insan topluluğuna dair birtakım izlere rastladılar Abdullah bin Omer hazretleri dedi ki:
Zannederim bu asker izi, Rumların oncu birliklerine aittir
Sonra emrindeki askerlerle birlikte durdu Askerler dediler ki:
Bu izi takip edelim
Bunun uzerine Abdullah bin Omer şu talimatı verdi:
Hayır, izin kime ait olduğunu kesin olarak oğreninceye kadar kimse dağılmasın!
Kimse yerinden ayrılmadı Araştırma neticesinde, Muslumanlardan haber almak icin dolaşan, onbin kişilik Rum askerinin, yakınlarında olduğunu anladılar Abdullah bin Omer, onları gorunce, askerlerine seslendi:
Bu fırsatı kacırmayınız! Cennet kılıcların golgesi altındadır!
Butun asker gur bir sesle, “La ilahe illallah Muhammedun ResUlullah dedi Kelimei tevhid sesleri semayı cınlattı Sanki ağaclar, taşlar ve her şey onlara Kelimei tevhid ile cevap veriyordu İlk hucUm eden İkrime bin Ebi Cehl oldu Onu Suheyl bin Amr, sonra da Dehhak takip etti İki ordu birbirine girmişti Abdullah bin Omer hazretleri, savaş halini şoyle anlatmıştır:
“O anda, Rumların onde gelen cengaverlerinden, iri yapılı, sağına soluna cevik hareketlerle vuran birini gordum Bu, oncu kuvvetlerinin komutanı ve Rumların gozbebeği olan birisi idi
En cok hadis bilen sahabilerden: ABDULLAH BİN OMER
Abdullah bin Omer hazretleri, Eshabı kiramın buyuklerinden olup, dort buyuk halifeden Hz Omer’in oğludur İlk imana gelenlerdendir Babası iman ile şereflenince, o da kucuk yaşta Musluman oldu
Kucuk yaştan beri Peygamber efendimizle beraber bulundu Bunun icin Eshabı kiram icinde en cok hadisi şerif nakledenlerden oldu
Ayrıca, yaratılış olarak ustun hallere sahip olduğundan ve ResUlullahın hizmeti ile şereflenip, uzun zaman sohbetlerinde bulunduğundan, butun ilimlerde mahir oldu
Haram ve şuphelilerden sakınmakta, dunyaya duşkun olmamakta ornek durumdaydı Her işte cok araştırıcı, inceleyici ve dikkatliydi Cok comert olup, ikram etmeyi cok severdi Akşam yemeklerini, yalnız yediği hic vaki değildi Mutlaka misafir arar bulurdu
Bir gun Abdullah bin Omer hazretlerine, bin dirhem para ile kıymetli bir kaftan hediye getirilmişti Dostlarından birisi ertesi gun, onu, carşıda hayvanına veresiye yem alırken gorunce şaşırdı Evine gidip sordu:
Dun Abdullah bin Omer’e bin dirhem para ile kıymetli bir kaftan gelmemiş miydi?
Evet gelmişti
Fakat bugun onu veresiye alışveriş yaparken gordum
Doğrudur Hediyeleri aldığı gun, kaftanı omuzuna alıp, carşıya cıktı Donuşunde ne kaftan ne de paralar vardı İhtiyacı olanlara hepsini dağıtmış
Gencliğinde bir ru’ya gordu Ru’yasında ipek bir kumaş parcasının uzerine binerek ucuyor, Cennetteki istediği yerlere konuyordu Bu sırada birileri onu Cehenneme goturmek istedi
Hemen karşısına bir melek cıkıp, “Korkma! dedi Sonra alıp tekrar Cennete goturdu
Hz Hafsa, onun bu ru’yasını ResUlullaha anlatınca, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
Abdullah ne iyi insandır Keşke geceleri de namaz kılsa!
O zamandan sonra gece namazını hic bırakmadı
Allahtan başka kimseden korkmazdı Bir gun yolculuğa cıktı Yolda karşılarına bir aslan cıkınca, arkadaşları korkup ne yapacaklarını şaşırdılar O korkusuzca aslanın yanına yaklaşıp, kulağına dedi ki:
ResUlullahtan işittim “İnsanoğlu Allahtan başkasından korkmazsa, hicbir şeyi ona musallat etmez buyurdu Yoldan cekil de yolumuza devam edelim
Aslan sessizce oradan uzaklaştı
Acıkmayınca yemez, yediğinde de cok az yerdi Nitekim Irak’tan ziyaretine gelen bir dostu, kendisine hediye olarak bir ilac getirerek dedi ki:
Bu iyi bir ilactır Sana, Irak’tan getirdim
Bu ilac neye yarar?
Hazımsızlığa iyi gelir
O zaman, sen bu ilacı başkasına ver!
Nicin?
Cunku, ben omrumde hic karnım doyana kadar yemek yemedim Bundan sonra da yemiyeceğim icin bende hazımsızlık olmaz
Bir gun Abdullah bin Omer hazretlerinin devesi kayboldu Cok aradı, bulamadı “Alana helal olsun! deyip mescide girdi Sonra birisi gelip dedi ki:
Deven filan kimsede
Mescidden cıkıp giderken, hatırladı “Ben onu alana hediye etmiştim deyip tekrar mescide dondu
Peygamber efendimiz bir nasihatinde, Abdullah bin Omer hazretlerine buyurdu ki:
Allah icin sev, Allah icin darıl, Allah icin anlaş! Velilik mertebesine ancak boyle kavuşabilirsin! Bu minval uzere olmıyan kişi, namazı ve orucu cok olsa bile, imanın tadını alamaz
Ya Abdullah, sabaha cıktığın zaman akşam icin kendini kaygılandırma! Akşama cıktığın zaman sabah icin kendini kaygılandırma! Sağlığında hastalığın ve hayatında olum icin tedbir al!
Abdullah bin Omer hazretleri, haramdan cok korkardı Bunun icin, sık sık buyururdu ki:
Kambur oluncaya kadar namaz kılsanız ve kıl gibi oluncaya kadar oruc tutsanız, haramdan kacmadıkca bunların va’dedilen mukafatına kavuşamazsınız!
Birisi, Abdullah bin Omer hazretlerine, “Allah icin, seni cok seviyorum deyince buyurdu ki:
Ben de Allah icin, seni hic sevmiyorum Cunku sen, ezanı teganni ederek, şarkı soyler gibi okuyorsun
Tabiinin buyuklerinden Nafi’ buyurdu ki:
“Ben henuz cocuk iken Abdullah bin Omer ile beraber gidiyorduk Ney sesi işittik Hz Abdullah, kulaklarını parmakları ile kapadı Oradan hızla uzaklaştık Bir muddet sonra bana dedi ki:
Ney sesi daha işitiliyor mu?
Hayır işitilmiyor
Ancak ondan sonra parmaklarını kulaklarından ayırdı
ResUlullah efendimiz, Abdullah bin Omer’i cok severdi Nitekim bir gun Hz Abdullah, ResUlullahın huzUrlarına gelmişti ResUlullah efendimiz ona cok iltifat edip, (Kıyamet gunu herkesin beratı kurtuluş vesikası her işi olculdukten sonra verilir Abdullah’ın beratı ise, dunyada verilmiştir) buyurarak onu medh ve sena buyurdu Sebebi sorulduğunda buyurdu ki:
Kendisi vera’ ve takva sahibi olduğu gibi, dua ederken “Ya Rabbi! Benim vucUdumu, kıyamet gunu o kadar buyuk eyle ki, Cehennemi yalnız ben doldurayım Cehennemi insanla dolduracağım diye verdiğin sozun boylece yerine gelmiş olsun da, Muhammed aleyhisselamın ummetinden hic kimse Cehennemde yanmasın diyerek, din kardeşlerini kendi canından daha cok sevdiğini gostermiştir EbU Bekri Sıddik’ın da boyle dua ettiği Menakıbi cihar yarı guzin kitabında yazılıdır
Abdullah bin Omer hazretleri bir gun, birkac arkadaşı ile Medinei munevvere dışına cıkmışlardı Yemek vakti gelince sofra hazırladılar O sırada kole olan bir coban selam verdi Hz Abdullah cobanı yemeğe da’vet etti Coban oruclu olduğunu soyleyip sofraya oturmadı İbni Omer ona sordu:
Bu cok sıcak gunde hem koyunları otlatman, hem de oruc tutman nasıl oluyor?
Coban da cevap verdi:
Bu halde cok gunler oruc tuttum Abdullah bin Omer hazretleri, onu denemek icin dedi ki:
Koyunlarından birini satar mısın? Hem parasını, hem de iftar etmen icin etinden veririz?
Koyunlar efendimindir
Efendine kaybolduğunu soylersin
Bunun uzerine coban, tam bir teslimiyetle şoyle cevap verdi:
Allahu teala gorup biliyor
Abdullah bin Omer hazretleri, cobanın sozunu birkac defa tekrar etti Medine’ye donduklerinde, cobanın efendisine birisini gonderip, suruyu ve cobanı satın aldı Onu azad ederek, koyunları da ona hediye etti
Mekke’nin fethi sırasında, İbni Omer yirmibeş yaşlarında bulunuyordu Sur’atli koşan bir atı vardı Bu at uzerinde, elinde mızrağı olduğu halde cok heybetli idi ResUlullah efendimiz onun bu halini gorunce, “Abdullah! İşte Abdullah buyurarak mucahidliğini ovduler Musluman ordusu, buyuk bir ihtişamla Mekke’ye girdiği zaman, ResUli ekrem bir deve uzerinde olup, İbni Omer de yanında bulunuyordu
Mekke’nin fethinden sonra Abdullah bin Omer, Huneyn muharebesine katıldı Buyuk kahramanlıklar gosterdi
Ordu bir ara geri cekilmek uzere iken İbni Omer, ResUlullah efendimize yaklaşarak, dua istedi ve, “Zafer nasib olursa i’tikaf edeceğim diye arzetti ResUli ekrem onun bu arzUsu uzerine buyurdu ki:
Dilediğini yapar, adağını yerine getirirsin
Sonra zafer nasib oldu
Huneyn’den sonra Taif muhasarası oldu Bu muhasarada oncu kuvvetlerinden idi ResUlullahın duası ile fetih nasib oldu
MUte harbinde de bulundu Bu husUsla ilgili kendisi şoyle anlatır:
“ResUlullah efendimiz MUte gazasında Zeyd bin Harise’yi kumandan yapmış, “Eğer Zeyd şehid olursa, Ca’fer bin Ebi Talib, o da şehid olursa, Abdullah bin Revaha kumandanlık yapsın buyurmuştu
Ben de bu savaşta idim Ca’fer bin Ebi Talib’i harb meydanında aradık ve şehidler icerisinde bulduk VucUdunda doksandan fazla kılıc ve mızrak yarası vardı
İyilik etmesini, hayrı, sadakayı, kole azad etmeyi cok severdi İyi ve guzel huylu olup, kotulukten uzaktı Her işini ve her şeyini Allah icin yapardı Yuzuğunun taşında, “Abdullah bin Omer, Lillah ibaresi yazılı idi Abdullah bin Omer hazretleri buyurdu ki:
Muslumanlıkla şereflendikten sonra, en buyuk sevinc ve neş’em; gonlumun, herkesi peşinden koşturan birtakım istek ve arzUlara meyletmemiş olmasıdır
Hz EbU Bekir devrinde, Amr bin As komutasındaki orduda vazife aldı Ordu, Filistin toprağına girince, Amr bin As, Abdullah bin Omer’e bir sancak ve emrine bin suvari verdi
Birlik, Amr bin As’ın emri uzerine hareket etti Sabaha kadar yuruduler Bu sırada, kalabalık insan topluluğuna dair birtakım izlere rastladılar Abdullah bin Omer hazretleri dedi ki:
Zannederim bu asker izi, Rumların oncu birliklerine aittir
Sonra emrindeki askerlerle birlikte durdu Askerler dediler ki:
Bu izi takip edelim
Bunun uzerine Abdullah bin Omer şu talimatı verdi:
Hayır, izin kime ait olduğunu kesin olarak oğreninceye kadar kimse dağılmasın!
Kimse yerinden ayrılmadı Araştırma neticesinde, Muslumanlardan haber almak icin dolaşan, onbin kişilik Rum askerinin, yakınlarında olduğunu anladılar Abdullah bin Omer, onları gorunce, askerlerine seslendi:
Bu fırsatı kacırmayınız! Cennet kılıcların golgesi altındadır!
Butun asker gur bir sesle, “La ilahe illallah Muhammedun ResUlullah dedi Kelimei tevhid sesleri semayı cınlattı Sanki ağaclar, taşlar ve her şey onlara Kelimei tevhid ile cevap veriyordu İlk hucUm eden İkrime bin Ebi Cehl oldu Onu Suheyl bin Amr, sonra da Dehhak takip etti İki ordu birbirine girmişti Abdullah bin Omer hazretleri, savaş halini şoyle anlatmıştır:
“O anda, Rumların onde gelen cengaverlerinden, iri yapılı, sağına soluna cevik hareketlerle vuran birini gordum Bu, oncu kuvvetlerinin komutanı ve Rumların gozbebeği olan birisi idi